BAŞKALARININ ACISINA SEVİNİLİP YÜREK SOĞUTULMAZ! PDF 
Cumartesi, 13 Mart 2021 00:00

BAŞKALARININ ACISINA SEVİNİLİP YÜREK SOĞUTULMAZ!

Sevgili hocam; öncelikle her sorumuza sabırla cevap verdiğiniz için, bilgile­rinizi bizle paylaştığınız için teşekkür ederim. Son zamanlarda herkes kâhin, hoca, yaşam koçu oluverdi. Heleki bu son günlerde yaşanan Yunanistan’daki orman yangını ve bugün Amerika’daki orman yangınlarından pay çıkaranlar var. Bunlar kıyamet ala­metleriymiş, yok oluşa hazır olmalıymışız. Kanlı ay da oldu. kaynakları Sümer tablet­lerinden tuttun İncil’e kadar gidiyor. İnsanları korkutmaktan başka işleri yok. Bu ko­nularla ilgili doğru bilgiyi ancak siz iletebilirsiniz. Tavsiye edebileceğiniz bir kaynak var mı hocam, sizin yazdığınız

Şu anda "Görünmez Alemin İzleri"ni okuyorum. Say­gılarımla...

Cevap: Kur'ân Ansiklopedisi adlı eserimde Gayb maddesini okuyabilirsiniz. İşaret ettiğiniz konular her asırda kendini dünya çıkarına satmak isteyenlerin dillerinde pelesenk olan şeylerdir. Her olayı İlâhî bir ceza olarak düşünmek doğru olamaz. Olaylar insanların olgunlaşması için birer sınavdır. Bir âyette "Başına gelen her iyilik Allah'tan, başına gelen her kötülük de kendindendir" buyurulmaktadır. İnsanın yaşam çizgisinde bazı şeyler vardır ki Küllî iradeye bağlıdır. Bunlarda insanın rolü yoktur. Ama bazı olaylar da vardır ki insanın yaptığı hata o olaylara sebebolmuştur. İşte âyette ikinci tür olaylara işaret edilerek "başına gelen her kötülük kendin­dendir," buyurulmuştur. İlâhî takdir çerçevesindeki belâlar, hastalık­lar, felâ­ketler insan ruhunun olgunlaşması ve ma'nevî derecesinin yükselmesi için öyle takdir edilmiştir. Peygamberimiz, "Belaların en çetini pey­gamberlere, sonra velîlere, sonra derece derece bunlara yakın olanlarıdır!" buyurmuşlardır. Peygamberlerin çektiği sıkıntılar, sıradan insanların tahammül sınırları­nı aşan şeyler­dir. Hz. Hüseyin'in susuz biçimde ve hemen en sevdiklerinin gözü önünde öldürülmesinden sonra şehidedilmesi, hâşâ onun hata veya günahı yüzünden de­ğil, ma­nevî derecesinin yükselmesi, kıyamete dek gelecek şehidlerin efendisi olması için­dir. Görünürde bu olay Hz. Hüseyin'in aleyhine değerlen­dirilebilir ama gerçekte onun yük­seklikte zirveye çıkması için İlâhî takdirin tezahürüdür.

İşte bu gerçekler düşünülmeden bir milletin başına gelen sıkın­tıları hemen on­ların günahına yorarak yürek soğutmak doğru olamaz. Hiçbir milletin felâketlere maruz kalmasına sevinilmez. Böyle bir tutum İslâm ahlakıyla bağdaşmaz. İslâm'ın amacı sa­dece Müslümanları kurtarmak değil, bütün insanlığı kurtarmaktır.

Atılan tweetler ve cevapları

Şimdi insanlar, Peygamberler döneminde gördüklerinden çok daha fazla mu’cize görmektedirler ama maalesef bunları düşünüp ibret almamaktadırlar. Sadece bir tek hüc­renin yaratılışı ve çalışma sistemi, bir bebeğin yaratılışı başlı başına mu’cizedir.

Ayrıca Kur’ân, her yönüyle ebedi mu’cizedir. Derin düşünen kimse, Kur’ân’ın edebî, ilmî, hukukî ve ahlâkî yönden nasıl evrensel bir mu’cize olduğunu anlar. Artık başka mu’cizeye ne gerek var?

Peygamberlik devri kapanmıştır. Akıl ve bilim düzeyi ilerlemiş, bilimsel gerçekleri keşfedecek, yasalar yapacak düzeye ulaşmış insanlığın yeni peygamberlere ihtiyacı yoktur. İnsanlığın muhtacolduğu temel ahlak yasaları ve prensipleri son Peygamberin mesajıyla tamamlanmıştır.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş