HIRKA-İ SAÂDET VEYA BÜRDE-İ SAÂDET (2) PDF 
Cuma, 12 Mart 2021 00:00

HIRKA-İ SAÂDET VEYA BÜRDE-İ SAÂDET (2)

(...dünden devam)

Bana engel olanlara dedim ki: Bırakın beni, yoluma engel olmayın, babasız kalasılar, Rahmân’ın takdir ettiği ne ise o olacaktır, kimse ona engel olamaz!

Her kadının oğlu, ne kadar uzun yaşasa da bir gün tabut üzerinde taşınacaktır

Duydum ki Allah’ın Elçisi beni uyarmış; (hakkımda ölüm fermanı vermiş) ama Allah Elçisinden af umulur!

Allah’ın Elçisi, cihanı aydınlatan bir ışıktır; O, Allah’ın, çekilmiş yalın kılıcıdır.

Ey Allah’ın Elçisi; Allah sana Kur’ân’ı verdi, onda öğütler, keremler, lütuf ve bağışlama var.

Sen beni koğucuların sözüne bakıp da cezalandırma; hakkımda çok dedikodu yapılmışsa da ben suç işlemedim.

Öyle bir makamda bulunuyorum ki, Fîl'in görüp işitmediği sözleri işitiyor, görüyorum.

Ka’b kasîdesini okurken, çevresine dinlemelerini işaret eden Hz. Peygamber, hırkasını çıkarıp Ka’b’a giydirdi. İşte bu olay, onun merhamet ve şefkatini açıkça ortaya koymaktadır.

Ka’b’ın ölümünden sonra evlâdına kalan bu hırka, Muâviye tarafından 20 bin dirhem karşılığında satın alındı. Bu hırka, ha­lîfeler tarafından saygı ile saklandı. Asıl Hırka’nın Moğol istilasında çıkan yangında yandığı rivayeti varsa da yanmayıp bugüne kadar korunduğu kabul edilmektedir. (İbnu’l-Esîr, Usdu’l-Ğâbe, 4/240-241; İbn Hacer, el-İsâbe fî Temyîzi’s-sahâbe: 3/295-296; Hilmi Ayrdın, Mukaddes Emanetler; Meydan Larouse; İslâm Ansiklopedisi)

Hırka-i Saâdet, 1,24 m. Boyunda, geniş kollu ve siyahımsı yünlü kumaştan yapılmıştır. İç kısmı krem renkli yünden kaba bir astarla kaplıdır. Önünde, sağ tarafında 23x30 cm2. boyutunda bir parçası eksiktir. Sağ kolunda da eksiklikler olan Hırka, 57x45x21 cm. boyutunda üstten açılan çift kapaklı altın bir çekmece içinde; boh­çalara sarılı olarak muhafaza edilmektedir.

Bazı Osmanlı sultanları, seferlerde Hırka-i Saâdeti de bera­ber­lerinde götürürlerdi. 1596’de Eğri Seferinde ordunun bozguna yüz tut­ması üzerine III. Mehmet Hırka-i Saâdet’i giymiş ve zafer için duâ edilmiş, sonuçta ordu kendini toparlayıp Haçova’da düşmanı ağır bir bozguna uğratmıştır.

Osmanlı döneminde Ramazanda Topkapı Sarayında Hırka-i Saâdeti ziyaret tören­leri düzenlenirdi. Padişahlar, yapılan yeni saraylara taşınınca Topkapı’da kalan Hırka, her Ramazan ayının on beşinci günü, önceki gibi büyük bir merasimle ziyaret edilirdi. Bunun için birkaç gün önceden Padişahın da bizzat hizmet ettiği hazırlık yapılırdı. Mü­ezzinler Kur’ân okurken padişah tarafından açılan Hırka-i Saâdet’e başta Şey­hülislâm ve Sadrazam olmak üzere öteki davetliler protokol sırasına göre teker teker gelip yüz sürerlerdi. Saray erkânı hep top­landıktan sonra baş­layan tören, akşama kadar sürerdi. Tören sonunda önce küçük rütbeliler, sonra vezirler, Şeyhülislâm ve Sadrazam tören meclisinden ayrılırlardı. Ziyaretten sonra Silahtar Ağa, Hırka-i Saâ­deti’n yüz sürülen kısmını, altın tas içinde getirilen su ile yıkar; öd ve anber sürerek kuruturdu. Padişah tarafından yenilenen boh­ça­sına ko­nur ve çekmecesine yerleş­tirilirdi. Bu tören büyük bir saygı içinde yapılırdı.

***

 

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş