HIRKA-İ SAÂDET VEYA BÜRDE-İ SAÂDET (1) PDF 
Perşembe, 11 Mart 2021 00:00

HIRKA-İ SAÂDET VEYA BÜRDE-İ SAÂDET (1)

Peygamberimizin, Ka’b ibn Züheyr’e hediye ettiği hırkasıdır. Bu hediye olayı şöyle cereyan etmiştir: Yedi askı şairlerinden Züheyr’in oğlu Ka’b, babası gibi güçlü şairdi. Şiir yeteneğini daha çocukluğunda ispat etmişti. Esasen şiir, bu âileye Hak vergisiydi. Bazı kabile savaşlarına da katılmış olan Ka’b, kardeşi Büceyr ile beraber Medîne’ye geldi. Ebrak denilen mahalle gelince Büceyr, Ka’b’a “Sen burada dur, koyunlarımıza sahibol, ben şu adamla görüşmek istiyorum, bakayım ne söy­lüyor, bir dinleyeyim” dedi. Büceyr gelip Allah Elçisiyle görüştü ve Müslüman oldu.

Kardeşinin Müslüman olması hem Ka’b’ı, hem de yakın­larını kızdırmıştı. Bu yüzden Ka’b, Peygamber’i yeren şi­irler yazdı. O kadar ki Hz. Peygamber onun ölümüne ferman verdi.

Korkan Ka’b, saklanacak yer aradıysa da kimse kendisini saklamak istemedi. Kardeşi Büceyr’in, Peygamber’in, şa­hadet getirip Müslüman olanları bağışladığını söyle­yip Müslüman olmaya yönlendirdiği Ka’b, Medine’ye geldi. Mes­cid’in kapısı önünde devesini çökertip Mescid’e girdi.

Hicretin 9. yılı ve Peygamber’in Tâif Seferinden sonra idi. Çeşitli bölgelerden insanlar grup grup gelip Müslüman oluyorlardı. Ka’b, Camide konukların halkalar halinde sofralara oturmuş olduklarını, Allah Elçisinin de her sofraya uğrayıp onlarla konuş­tuğunu gördü. Daha önce Peygamber’i görmemiş olan Ka’b, anlatılan sıfatlarından onu tanıdı ve halkaları yarıp Peygamber’in önünde diz çöktü. Peygamber ona kim olduğunu sordu. Ka’b kendisini tanıttı ve af dileyip Müslüman oldu ve o ünlü “Bânet Suâd” kasidesini okudu.

Orada Peygamberi medih babında özetle şöyle diyordu:

‍‍فقلــــتُ خلـــوا سبيلي لا أبالكــــــم   فكــــل ماقــــــدَّرَ الرحمــــنُ مفعــولُ

كلُّ ابن أنثى وإن طالت سلامتُـــهُ‍   يومـاً على آلــةٍ حدبـــــاءَ محمـــــولُ

أُنبئتُ أنَّ رســـــولَ الله أوعــــــدني والعفــو عنــد رســــــول الله مأمــولُ

ان الـرسـول لـنـور يـسـتـضـاء بـه   مهـنـد مـن ســـيــوف الله مـسـلــول

لا تأخذني بأقـــوال الوُشـــاة ولـــــمأذنــــب وقـــد كثُـــرت فيَّ الأقاويـــلُ

لقد أقـــــومُ مقاماً لو يقـــــــومُ بـــه   أرى وأسمـــع ما لم يسمــــع الفيـــــلُ

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş