İS­TİĞ­FÂRIN SEY­YİDİ (EN GÜ­ZEL İS­TİĞ­FAR DU­ÂSI)

(...dünden devam)

Peygamber (sav): Şeddâd İbn Evs’e şöyle istiğfâr etmesini öğretmiştir: “اَللّٰهُمَّ أَنْتَ رَبِّى لاَ إلٰهَ إلاَّ أَنْتَ، خَلَقْتَنِى وَأَنَا عَبْدُكَ وَأَنَا عَلٰى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ. أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْت وَأَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَىَّ وَاَعْتَرِفُ بِذُنُوبِى فَاغْفِرْ لِى ذُنُوبِى إنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إلاَّ أَنْتَ. Allahumme ente rabbî lâ ilâhe illâ ente, ḫalaḳtenî ve ene ‘abduke ve ene ‘a lâ ‘a hdike ve va‘dike mesteța‘tu, e‘ûẑu bike min şerri mâ ṣana‘tu ve ebûu leke bi-ni‘metike ‘a leyye va a‘terifu bi-ẑunûbî, fağfir lî ẑunûbî, innehû lâ yağfiru’ẑ-ẑunûbe illâ ent."

Ma‘nâsı: "Allahım! Sen benim Rabbimsin, senden başka tanrı yoktur. Beni sen yarattın, ben senin kulunum. Elimden geldiği kadar sana verdiğim sözde, ahdimde duruyorum. Yaptığım şeylerin şerrinden sana sığınırım. Senin bana olan nimetini ve benim sana karşı günahlarımı itiraf ediyorum, günahlarımı bağışla. Senden başka günahları bağışlayan yoktur."

Peygamberimiz (sav), bu duâyı, seyyidü’l-istiğfâr olarak tanımlamıştır. (Buḫârî, De‘avât, 2, 16)

Aşağıdaki duâ da Peygamber(sav)’in tesbîhlerindendir:“سُبْحَانَ الله عَدَدَ خَلْقِه ، سُبْحَانَ الله عَدَدَ خَلْقِه ، سُبْحَانَ الله عَدَدَ خَلْقِه، سُبْحَانَ الله رِضَاءَ نَفْسِه ، سُبْحَانَ الله رِضَاءَ نَفْسِه ، سُبْحَانَ الله رِضَاءَ نَفْسِه ، سُبْحَانَ الله زِنَةَ عَرْشِهِ سُبْحَانَ الله زِنَةَ عَرْشِهِ سُبْحَانَ الله زِنَةَ عَرْشِهِ سُبْحَانَ الله مِدَادَ كَلِمَاتِه ، سُبْحَانَ الله مِدَادَ كَلِمَاتِه ، سُبْحَانَ الله مِدَادَ كَلِمَاتِه. SubḥânAllahi ‘adede ḫalḳıhî, subḥânAllahi ‘adede ḫalḳıhî, subḥânAllahi ‘adede ḫalḳıhî; subḥânallâ-hi rıḍâe-enefsihî, subḥânAllahi rıḍâe nefsihî, subḥânAllahi rıḍâe nefsihî; subḥânAllahi zinete ‘arşihî, suphanallah zinete ‘arşihî, subḥânallahi zinete ‘arşihî, subḥânallahi midâde kelimâtihî, subḥânallahi midâde kelimâtihî, subḥânallâhi midâde kelimâtih."

Ma‘nâsı: "Allah’ı, yarattıkları sayısınca tesbîh ederim, Allah’ı yarattıkları sayısınca tesbîh ederim, Allah’ı yarattıkları sayısınca tesbîh ederim, Allah’ı kendisinin râzı olacağı kadar tesbîh ederim, Allah’ı kendisinin râzı olacağı kadar tesbîh ederim, Allah’ı kendisinin râzı olacağı kadar tesbîh ederim, Allah’ı Arşının ağırlığı kadar tesbîh ederim, Allah’ı Arşının ağırlığı kadar tesbîh ederim, Allah’ı Arşının ağırlığı kadar tesbîh ederim, Allah’ı kelimelerinin mürekkebi kadar tesbîh ederim, Allah’ı kelimelerinin mürekkebi kadar tesbîh ederim Allah’ı kelimelerinin mürekkebi kadar tesbîh ederim!" (Tirmizî, De‘avât, 104)

(devamı yarın..)