Ezvâc kelimesi ne anlama gelir *** Gece Namazının gerekliliği hakkında kuşkuya düşenler varmış

Kur’ân’da ezvâc kelimesine kimi erkekli dişili, kimi de çeşit çeşit anlamını veriyor. Bunların hangisi doğrudur?

Cevap: Kur'ân-ı Kerim'de Allah'ın, her şeyi çiftli, karşıtlı, erkekli dişili yarattığı vurgulanmaktadır. Zariyat Suresi, 49. âyet. Yasin Suresinde ise bu husus daha açık olarak "Ne yücedir O (Allah) ki toprağın bitirdiklerinden, kendilerinden ve daha bilmedikleri nice şeylerden olan bütün çiftleri yaratmıştır." (Âyet: 36) buyurulmaktadır.

Bu âyette bitkileri, insanları ve daha bilmedikleri nice şeyleri çift çift: Erkekli, dişili yaratan Allah'ın şânının yüceliği vurgulanıyor.

Dünyada her şey alternatifli, zıtlı, erkekli ve dişilidir. İnsanlar erkekli, dişili olduğu gibi ağaçların, bitkilerin çiçekleri de öyledir. Bütün maddelerin temeli olan atomlarda da bu çiftlik görülür: Pozitif elektrik yüklü çekirdek ve onun çevresinde korkunç bir sür'atle dönen negatif elektrik yüklü elektronlar. Bu âyetin Tefsirinde M. Hamdi Yazır şöyle diyor: "Âlemdeki her şeyin bir benzeri veya zıddı bulunur: Rûh ve cisim; madde ve kuvvet; cevher ve araz; enfüs ve âfâk; yer ve gök; karanlık ve aydınlık, dünyâ ve âhiret.

Elektrik bile pozitif ve negatif diye ikiye ayrılır. Ancak burada asıl kasıt, bütün âlemin yaratıklarını anlatmak değil, bir şerîk ve naziri bulunan bütün eşlerin, bütün çiftlerin yaratılmış olduğunu, yaratılmışların da yaratıcı olamayacağını anlatarak yaratıcının nezâhet ve birliğini ispat etmektir. Bundan başka ezvâc tabir olunmasında diğer bir nükte daha vardır ki insan hayatı için önceki nimetlerden daha önemli olan evlenme nimetinin yaratılmasına işaret ile şükre teşvik ifade eder"

Âyetin asıl anlamı insanlar gibi bitkilerin de erkekli dişili yaratılmış olduğunu belirtmekle beraber ezvâc çeşitlilik anlamına da gelir. Çeşit çeşit ifadesinde de yine bir karşıtlık vardır. İnsanların çeşitli olması evvel emirde erkekli dişili oldukları anlamına gelir. Ayrıca renklerinin, vasıflarının, dillerinin, ırklarının farklı farklı olmasını da ifade eder tabii. Kur’ân bir kelime ile birçok anlam ifade eder. Bu da Kur’ân’ın mu’cizesidir. Bitkilerin erkekli dişili olduğu hususu ancak son iki asırda keşfedilmiştir.

Oysa Kur’ân bunu 1400 yıl önce haber vermiştir. Zaten Kur’ân indiği zaman ziraatla uğraşanlar, hurmaları tozlandırırlardı. Yani bitkilerdeki erkek tohumları dişi tohumların üzerine kondururlardı. Aslında bu işi doğada arılar, rüzgârlar, böcekler yapar. Kur’ân bu tozlandırma gerçeğine de “Biz rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik” (Hicr Suresi: 22) âyetiyle işaret buyurmuştur.

 

Gece Namazının gerekliliği hakkında kuşkuya düşenler varmış

Selamünaleyküm hocam. Gece namazı hakkında yazdıklarınızdan yararlanması için bilgi verdiğim bir arkadaşımın kafası karışmış ve bana aşağıdaki maili yazmış. Konu hakkında bizleri aydınlatmanızı arz ederiz. Ellerinizden öperim. Slmlr-Syglr/Tevfik SAYIN

Bak bu siteyi bir incele İsra 79un bir sürü meali var ve hepsinde sana mahsus olan gece namazını kıl diye peygambere sesleniyor.

http://www.kuranmeali.com/ayetkarsilastirma.asp?sure=17&ayet=79

Süleyman Ateşinki bile şöyle demiş: “Ayrıca sana özgü olarak gecenin bir kısmında da Kur'an oku(yup namaz kıl)mak üzere uyan! Rabbinin seni güzel bir makama ulaştırması umulur.”

Cevap: Değerli kardeşim ben herkesi aydınlatmak ve itirazcılara cevap vermek zorunda değilim. Adam ne isterse öyle yapar. Şunu iyi bilmek gerekir ki Kur’ân'da nafile kelimesi farzın dışında, müstehab veya mergup bir ibadet anlamına katiyen gelmez. İşte size ispatı: Enbiya Suresinin 72. âyetinde: "Ona (yane İbrahim’e) İshak'ı ve nafile olarak Ya‘kûb'u da armağan ettik." Buyuruluyor.

Şimdi burada nafile kelimesi farz veya sünnetle ilgili bir anlam taşır mı? Yani Hz. Yakub nafile midir? Hayır, burada ve diğer yerde nâfile, ayrıca, üstelik anlamına gelir. İsra Suresinin söz konusu âyetinde de "Üstelik, senin geceleyin de dua ve ibadet etmek, Kur'ân okumak üzere kalkman gerekir." buyurulmaktadır. Nafileten lek, yani senin geceleyin de uyanman gerekir demektir. Buradaki nafile kelimesinin farz veya sünnet anlamıyla ilgisi yoktur. Kur’ân'da bu kelime böyle bir anlamda kullanılmaz; ayrıca, üstelik anlamında kullanılır.

Kur'ân'da Peygamber'e yapılan hitap, özel bir delil yoksa ümmeti de kapsar. Kur'ân'da "Ailene namaz kılmayı emret!" buyurulmaktadır. Emir Peygamber’edir ama bu emirle sadece Peygamber mi yükümlüdür? Başkalarının böyle bir şey yapmasına gerek yok mudur? Kur'ân yine Peygamber'e hitaben "Akımi’s-assalah: Namaz kıl!" buyurmaktadır.

Bu emir sadece peygambere mi özgüdür? Başkalarının namaz kılmasına gerek yok mudur? Eğer yok deniliyorsa mesele kalmaz. Böyle diyen insanın aklından zoru var, demektir. Ama var deniliyorsa o zaman Müzzemmil ve İsra Surelerindeki emirlerle, diğer emirlerin farkı yoktur. Peygamber'e verilen emir, ona tabi olan ümmeti de kapsar. Çünkü Peygamber herkes için model insandır. “Andolsun ki Allah’ın elçisinde Allah’ı ve ahireti uman kimseler için en güzel örnek vardır!” (Mümtehine Suresi)

Geceleyin namaz kılmayı yüksünenlere diyeceğimiz yok; kılmasınlar. Hatta öteki emirler de peygambere hitap olduğuna göre hiç namaz kılmasınlar. Ne gerek var canım, Peygamberin kılmış olması herkese yeterlidir. Böyle düşünenlerin aklına şaşarım.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş