KISKANMAK DEĞİL, İMRENMEK GÜZELDİR (4) PDF 
Pazar, 20 Aralık 2020 00:00

KISKANMAK DEĞİL, İMRENMEK GÜZELDİR (4)

(...dünden devam)

Bu sıvılar biri bedenimizin içinde, biri dışında olmak üzere iki türlü etki yapar:

1) Bu düşünceler ruhlarımızı sıkar, üzer; şayet insanın üstünden perde kalksa da bu düşüncelerin sureti görünse insanlar o kişiyi kınar, ondan uzaklaşıp onu yalnız bırakırlar. (Yüce Allah, acıdığından dolayı, düşüncelerinin aldığı çirkin suretleri, kulun kusurlarını gizlemiştir.) İşte bizim düşüncelerimizin suretleri, ölümümüzden sonra bize görünecek, bizi utanç ve üzüntü içerisinde bırakacaktır ki 'azâbu'l-hizy: utanç azabı' ta'bîri ile anlatılan budur. Bütün müfessirler bunun ateş azabından daha çetin olduğunda ittifak etmişlerdir. Bu, manyetik sıvının ruh üzerindeki etkisidir.

2) Bu sıvının beden üzerindeki etkisine gelince: en azından bu, kişinin bulunduğu meclislerde kendisini gösterir. Çünkü içinde taşıdığı düşüncelerden oluşan sıvıyı yanında oturan iyi kişiler hisseder, ondan kaçar ve o meclislere gelmek istemezler. Herkes o meclisten içi sıkılmış olarak kalkar. Sebebi de arada kaynaşma olmamasıdır. Demek ki bu düşünce ve huyların en az zararı, bizimle oturanları rahatsız etmesidir. Bundan daha büyük zararı da göz değmesidir.

Nazar (göz değmesi), çok eziyet veren kötü bir nefsin, kötülük atmasıdır. O nefisten o zehirli sıvı çıkar, göz değen kimseye eziyet eder. Bu, tıpkı insanların birbirlerine ok ve mızrak atıp birbirlerini öldürmelerine benzer. Silâhı en güçlü olan, başkasını daha çok öldürür. "İşte büyü, ruhlarda gizli olan o şerli güçlerden biridir. Bu potansiyel şer güçlerini eksersizlerle açığa çıkarmak mümkündür. Büyü yapa yapa nefis kötülüğe alışır ve başkalarına, göz değmesi gibi kötü etkiler yapar. İşte kötü nefislerin nitelikleri budur. Kötü sıfatlı ruhlardan çevreye kötü ışınlar yayıldığı gibi, iyi, güzel düşünce ve huylarla dolu ruhlardan da yararlı, sevinç veren ışınlar yayılır.

Peygamberlerin ve sâlihlerin maddî ve rûhânî (insan ve ruhsal) düşmanları vardır. Maddî düşmanlar, onlarla savaşırlar; rûhânî düşmanlar da göz değdirmek, irâde gücüyle büyü yapmak suretiyle onları etkilemek isterler. Fakat onlar maddî düşmanları kesin delîl ve açık kanıt ile sus­turdukları gibi ruhanî düşmanları da ruhlarından çıkan karşıt yüce ışınlarla etkisiz bırakırlar. Büyü ile kötülük yapmak isteyen kötü ruh sahipleri, o yüce ruh sahiplerini etkileyemez, onlara bir zarar veremezler. Maddî düş­manları kılıçla yenen peygamberler, rûhânî düşmanları da cihâd ile yenerler. Bu da yüce nefislerin, kötülük atan nefislere yönelip onların eziyetlerini savmasıyla olur." (Cevâhir fi Tefsîri'l-Kur'ân: 25/290-292)

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş