KURTUBA CAMİİ (3) PDF 
Salı, 11 Ağustos 2020 00:00

KURTUBA CAMİİ (3)

(...dünden devam)

Bağnazlık vahşeti

İspanyollar, 1492'de Endülüs devletini yıkıp Kurtuba’ya girince önce, bu cami’e saldırdılar, bu çok güzel, haşmetli binaya atlarıyla girdiler. Cami’e sığınmış olan Müslümanları, merhametsizce boğazladılar. O kadar ki, cami’in kapılarından kan akmaya başladı. Ondan sonra, altın çivilerle bağlanmış minberi parçalayarak altınları aralarında bölüştürdüler. Fildişinden yapılmış rahleleri paylaştılar. Minberde saklanan ve Hz. Osman’ın yazdığı Kur'ân-ı Kerîm’in bir eşi olan inci ve zümrütle işlenmiş nefis mushafı ayaklarının altına alarak çiğnediler. Böylece, minber ve Kur'ân-ı Kerîm, bu iki eşsiz nefîs eser, tamamen yok edildi. Vahşî İspanyollar, bütün Müslüman ve Yahûdîleri kılıç tehdîdi ile zorla Hıristiyan yaptılar. Ellerinden kaçabilen Yahûdîler, Osmanlı devletine sığındılar. Bugün, Türkiye’de bulunan Yahûdîler, bunların torunlarıdır. Hâlbuki müslümânlar, ilk def'a bu memleketleri fethettikleri zaman, orada yaşayan Hıristiyan ve Yahûdîlere hiç dokunmamış, onların kendi dinlerine göre ibadet etmelerine engel olmamışlardı.

Hıristiyan İspanyolların vahşeti

Hıristiyan İspanyollar, görülmemiş bir vahşet ile Müslüman ve Yahudileri yok ettikten sonra, bu şaheser cami’i yıkmağa başladılar. Önce minarelerdeki altın ve zümrütle işlenmiş nar şeklindeki başlıkları indirerek yağma ettiler. Bunların yerine adi taştan yapılmış, güya melek şeklinde çirkin başlıklar koydular. Tavandaki o haşmetli, güzel tahta süsleri söktüler. Yerdeki güzel mermerleri kırıp parçaladılar. Yerlerine adi taşlar dizdiler. Duvarlardaki bütün güzel süslemeleri yerle bir ettiler. Sütunları yıkmağa çalıştılar. Fakat, ancak bir kısmını devirebildiler. Geri kalan sütunları adi kireçle badana ettiler. Yıkılan sütunlar, yüzlerce idi ve cami’in içinde büyük bir mermer yığını hâlinde serilmiş, kalmıştı. 20 kapıdan çoğu taşlarla örülerek kapatıldı.

Nihayet, en son bir vahşet eseri olarak, 1523 senesinde cami’in içine bir kilise yapmağa karar verdiler. Bunun için, o zaman İspanya ve Almanya imparatoru olan V. Karlos’tan [yani Almanya imparatoru beşinci Charles Quint'den [1500-1558] izin istediler. Charles Quint, bu teklifi önce reddetti. Fakat, mutaassıp kardinaller onu sürekli sıkıştırıyor, din uğruna bu işin muhakkak yapılması gerektiğini söylüyorlardı. Bunların başında çok büyük nüfuzu olan Kardinal Alonso Maurique bulunuyordu. Bu kardinal, aynı zamanda Papayı da bu iş için kandırmıştı. Papanın da cami’in kiliseye çevrilmesini arzu ettiğini gören Charles Quint, bu işe muvafakat etmek zorunda kalmıştı. Kilise yapmak için, birçok sütun daha yıkıldı ve cami’de kalan sütun sayısı 812 ye kadar düştü. Yani, en azdan 600 kıymetli mermer sütun yıkıldı. Yapılan kilise, cami’in ortasında haç şeklinde 52x12 metre boyutunda, camiin estetiği ile asla bağdaşmayan çirkin bir yapı olarak ortaya çıktı.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş