BİR YAZINIZ HAKKINDA (2) |
Cuma, 24 Temmuz 2020 00:00 | |||
BİR YAZINIZ HAKKINDA (2)(...dünden devam) Birisi hakkında söylenen kötü sözü, tahkik etmeden doğrulamak vebal getirir. “Ey inananlar, size fâsık (yoldan çıkmış) bir adam bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz. Bilin ki, Allah’ın Elçisi içinizdedir. Şayet o, birçok işte size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirdi ve onu sizin kalblerinizde süsledi ve size küfrü, fıskı ve isyanı çirkin gösterdi. İşte doğru yolda olanlar bunlardır. (Bu) Allah’ın bir lütfu ve ni'metidir. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Hucurât: 6-8) Bu âyetlerde, mü'minlere, fâsık bir insan, bir haber getirdiği zaman onun gerçekliğini araştırmaları, aksi takdirde fâsık bir kişinin verdiği habere dayanarak bilmeden haksız olarak bir topluma saldırıp sonunda pişmanlık içine düşecekleri buyurulmaktadır. Müfessirler bu âyetlerden, Müslümanlar arasında çıkan çarpışmanın, kendilerinden iman vasfını götürmeyeceği, hattâ bâğînin dahi kâfir olmayacağı kanısına varmışlardır. Çünkü Allah, âyette bâğî (saldırgan) oldukları halde yine onlara: "iḫveh: kardeşler" ve "mü'minler" sıfatını vermiştir. Bu da onların, birbirleriyle çarpışmalarından dolayı kâfir olmadıklarını gösterir. Nitekim birisi Hz. Alî’ye, Cemel ve Sıffîn olaylarında kendisine karşı savaşanların müşrik olup olmadıklarını sormuş, Hz. Alî: – Hayır, onlar şirkten kaçtılar, demiştir. Soran: – Peki onlar münafık mıdır? Demiş. Hz. Alî: – Hayır, münafıklar, Allah'ı çok az anarlar, demiş. Soran: – Öyle ise onların hali nedir? Diye sormuş. Hz. Alî: – Kardeşlerimizdir, bize haksız yere saldırdılar (bâğîdirler) demiş. Selam ve sevgilerimle. ***
|