BİR YAZINIZ HAKKINDA (1) PDF 
Perşembe, 23 Temmuz 2020 00:00

BİR YAZINIZ HAKKINDA (1)

Sevgili Hocam, selam ve hürmetlerimle ellerinizden öperim.

29 Şubat 2020 tarihli yazınızın, uzun zamandır zihnimde beni meşgul eden bir soruya cevap olduğunu düşünüyorum:

 Suudi Arabistan Devleti yetkililerinin Müslümana yakışmayan şaşaalı yaşantıları ve en son Kaşıkçı cinayetinde belirgin olarak kendini gösteren despot ve zalim tavırları, şehirlerin anası mübarek Mekke şehrinin o ülkede bulunması hasebiyle, bizi derinden yaralamaktadır.  Bu şeyhlerin yaşantılarına ve zalimliklerine müminlerin destek olmaması açısından üzerimize farz olan Haccın yapılması ve fakat sünnet olan umrenin bu rejim kendisini düzeltene kadar yapılmayarak müslümanların bu ziyarette harcayacakları meblağları hayır kurumlarına ve fukaraya harcamasını düşünüyordum epeydir. Zira umreden gelen gelir de bir yerde Suud devletinin zalimliklerine maddi kaynak oluşturmaktadır. Ancak dünkü yazınızı okuyunca bu fikrimde ikilemde kaldım: Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) umre ziyaretini Hudeybiye anlaşmasından bir yıl sonra yaptı ise bu da Mekke şehrinin hala müşriklerin elinde olduğunu ama yine de peygamberimizin bu ziyareti gerçekleştirdiğini ve Mekke de o devrin müşrik insanlarıyla  alışverişte bulunduğunu gösterir. Belki o zamanlar Hacılara su verilirken para alınmazdı ama Peygamberimizin ve beraberindeki müminlerın umre esnasında bir şeyler alıp satmış olabileceği düşünülebilir mi?

Yoksa bugünkü durumda Haccın teşvik ve fakat umrenin, sebepleri ve alternatifleri açıkça anlatılmak suretiyle, tavsiye edilmemesi mi gerekir?

Şimdiden cevabınız için teşekkür eder, dualarınızı bekler, saygılar sunarım. Selamlarımla...

Cevap: Peygamberimiz Hicretinden sonra sadece bir kez umre ve bir kez de Hac yapmıştır ki bu Hacca Vedâ Haccı denilir. Ve bu Hac esnasında yaptığı konuşma da Veda Hutbesi adıyla meşhurdur. Benim bildiğim bu kadar. Sizin çıkarımlarınız hakkında bir şey diyemem. Hali hazırda Suudi yöneticileri zulümden vareste değillerse de bunları müşrik saymak da sınırı aşmak olur. Hz. Alî kendisine muhalif olan ve savaşmak zorunda kaldığı bir kısım müslümanları günahkâr saymakla beraber yine doğru yolu sapıtan kardeşleri saymıştır. 

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş