EŞİTLİK İLKESİ VE KÖLELİK (3) PDF 
Cuma, 03 Temmuz 2020 00:00

EŞİTLİK İLKESİ VE KÖLELİK (3)

(...dünden devam)

Peygamber(s.a.v.)in bazı esîrleri köle yaptığı ve onları mücâ­hidlere ganîmet olarak verdiği, beşte birini de Beytu'l-mâle ayırdığı hakkında rivâyetler vardır. Meselâ Huneyn Savaşında esîr alınan kadınları câriye yapıp Müslümanlara dağıtmış, sonra kocaları fidye verince onları serbest bırakmıştır.

Savaş esîrlerini köle yapmak, o zaman bütün dünyâda yaygın bir âdet idi. İnsan köleliğinin kaynağı da savaşlardı. Tâ yakın zamanlara kadar çeşitli uluslarda görülen bu uygulama, İslâm ile bir darbe yemiştir. Çünkü âyetleri göz önüne alırsak: Esîr hakkında yapılacak tek şey vardır: O da onu, savaştan sonra serbest bırakmaktır. Bu serbest bırakma da ya fidyesiz veya fidye ile olur. Âyette menn, daha önce anıldığına göre esîri fidyesiz bırakmak daha makbuldür.

Kur’ân, insan özgürlüğünün kısıtlanmasını aslâ doğru bulmaz. Peygamber (s.a.v.) de hür bir insanı köle yapıp satan kimsenin, kıyâ­mette hasmı olacağını buyurmuştur (Buhârî, Buyû‘: 106, İcâre: 10; İbn Mâce, Ruhûn: 4).

Öyle ise İslâm'ın köleliği benimsediğini, ya da teşvik ettiğini söylemek insafsızlık olur. O zaman kölelik, bütün dünyâda yaygın olduğu ve Müslümanlar da çeşitli düşmanlarla savaş halinde bulundukları için İslâm, köleliği tümden kaldırmamış, fakat kaldırılması yolunda büyük adımlar atmıştır. Bazı günahların ve hatâların keffâ­reti olarak köleyi özgürlüğe kavuşturma gereğini koymakla, insanları özgürlüğe kavuşturmanın ne denli önemli bir şey olduğunu göstermiştir.

Dediğimiz gibi köleliğin esas kaynağı savaşlar idi. Kur’ân, bu kaynağı kurutmakla köleliğin kaldırılmasına giden yolu açmıştır. Çünkü Kur’ân'ın savaş tutsakları hakkındaki hükmüne göre tutsak ya lütfen veya fidye ile serbest bırakılır. Tutsağın köle de yapılabileceği bir üçüncü seçenek yoktur. Demek ki İslâm'ın asıl hedefi, köleliği kaldırmak idi. Zaten kölelik, tevhîd dininin özüne aykırıdır. Zira tevhîdin temel ilkesi, insanları sadece Allah'a kul yapmaktır. Kölenin anlamı kul demektir. İnsan insanın kulu olamaz, insan sadece Allah'ın kuludur.

Şimdi bugün dünyâda Kur’ân'ın bu amacı ruhen olmasa da görünürde gerçekleşmiş, kölelik kaldırılmıştır. Aslında dünyanın birçok yerinde tutsaklar köle gibi çalıştırılır. Uzağa gitmeğe hacet yok. Sa­raybosna'da Sırpların, Hırvatların, Müslüman esîrleri aylarca esîr kamplarında aç, susuz, işkence altında ezmeleri, döverek, boğazlayarak öldürmeleri, kadınların ırzına geçmeleri bütün dünyânın gözleri önünde cereyan etmiştir. Dünyânın çeşitli ülkelerinde çoğunlukla güçlünün, güçsüzü ezmesi; kapitalistin işçiyi, sanayileşmiş zengin ülkelerin geri kalmış yoksul ülkeleri sömürüsü sürmektedir. Ama ezilenlere, dövülenlere, sömürülenlere ismen köle denmemektedir. Şeklen de olsa dünyânın hiçbir yerinde artık tutsak, eşya gibi alınıp satılan bir varlık değildir. Bu uygulama ortadan kaldırılmış, Kur’ân'ın gösterdiği bu hedefe şeklen ulaşılmıştır. Ruhen de ulaşılmasını dileriz.

***

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş