İSLÂM TARİHİNDEN YAPRAKLAR (59) : HZ. ALÎ’NİN ŞEHÂDETİ PDF 
Pazar, 28 Haziran 2020 00:00

İSLÂM TARİHİNDEN YAPRAKLAR (59) : HZ. ALÎ’NİN ŞEHÂDETİ

(...dünden devam)

Hasan: “Hayır vallahi sen cehennem ateşini görmeden seni bırakmam!” dedi ve onu öldürdü (Aynı).

Hz. Alî sabaha doğru vefat edince oğlu Hasan dört tekbir ile, bir rivayete göre dokuz tekbîr ile (Taberî, Tariḫ: 5/149) cenaze namazını kıldırdı, henüz cemaat sabah namazından dağılmadan Kûfe'de, Kinde Kapısı yanındaki Rahbe'de Cemaat Mescidi yanına def­nedildi. Definden sonra Hz. Hasan halkı kendisine bey'ate çağırdı. İnsan­lar kendisine bey’at ettiler.

İbn Mülcem el-Murâdî

Yezîd bn Ümeyye ed-Dîlî’nin anlatımına göre Alî ağır hasta olmuş, o kadar ki hastalığı yakınlarını korkutmuştu. Sonra iyileşti. Kendisine:

― Geçmiş olsun ey Ebu’l-Hasan, elhamdülillah iyileştin, hastalığın bizi korkutmuştu, dedik.

― Ama ben korkmadım, dedi, çünkü En Doğru Söyleyen (Allah Resulü) bana ―başını göstererek― şuraya vurulup da akan kanımla ―sakalını tutarak― şu boyanmadıkça ölmeyeceğimi söylemiş ve bana: “Seni bu ümmetin en haydudu öldürecek. Nasıl ki Allah’ın devesini de Semud kavminin en haydudu vurup devirmişti” demişti (El-Maksadu’l-ulâ fî Zevâidi Ebî Ya’lâ el-Mavsılî: 3/192).

Ebu Miclez'in rivayetine göre: Alî namaz kılarken Murad kabile­sinden bir adam geldi:

‒ Yanına koruma al, zira kimi insanlar seni öldürmek istiyorlar, dedi.

Alî yanıtladı:

‒ Her kişi ile beraber iki melek vardır. Mukadder olmayan olay­lardan onu korurlar. Ama kader gelince aradan çekilip adamı o olayla baş başa bırakırlar. Ecel sağlam bir kaledir.

Alî: "Büyük oğlum(Hasan)a vasiyyetimdir, adamın karnına veya fercine (cinsel organına) vurmayınız!" demiş (Tabakat: 3/35).

Zehebî, İbn Mülcem hakkında şöyle diyor:

Alî’nin kātili aşırı bir Ḫaricîydi. Mısır fethinde, ileri gelenler arasında bulunmuştu. Güzel Kur’ân okuyanlardandı, fıkha (din ilmine) vakıftı. Mısır’da Tudol Oğullarının şövalyesiydi. Muaz bn Cebel’den Kur’ân okumuş olan İbn Mülcem, çok ibadet edenlerdendi. Bu adamın, Subayğ et-Temîmî’yi Ömer’e gönderip Kur’ân’a nokta konulmasını önerdiği söylenir. Ve Zehebî en sonunda şöyle diyor: Sonra Kitabın hükmü (kader) ona yetişti de yaptığını yaptı. Ḫaricîlere göre o, ümmetin en efdali (üstünü) idi. Bir ḫarici olan İmran bn Hattan onun hakkında şu beyti söylemiş:

 

يا ضربة من تقى ما أراد بها      إلا ليبلغ من ذى العرش رضوانا

إنى لأذكره حينًا فأحبّه    أوفى البرية عند الله ميزانا

O Allah’tan korkan kul, vuruşuyla sadece Arşın sahibi Allah’ın rızasına erişmek istedi. Onu hatırladıkça seviyorum, O Allah katında terazisi en ağır çeken biridir.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş