İSLÂM TARİHİNDEN YAPRAKLAR (30) : SIFFÎN SAVAŞI
Cumartesi, 30 Mayıs 2020 00:00

İSLÂM TARİHİNDEN YAPRAKLAR (30) : SIFFÎN SAVAŞI

(...dünden devam)

Receb ayının hilâli yüz gösterince her iki ordu, savaşın haram olduğu Receb ayı girdiğinden dolayı savaştan el çektiler. Bu arada Şam’da bulunan Ebu’d-Derdâ ile Ebu Umame Muaviye ile görüştüler, aralarında şu konuşma geçti:

Ebu’d-Derdâ ile Ebu Umame: ‒ Bize göre Alî Hilafete senden daha layıktır. Sen niçin Alî ile savaşmak istiyorsun?

Muaviye: ‒ Ben Osman’ın kanını talebediyorum.

Ebu’d-Derdâ ile Ebu Umame: ‒ Peki, Osman’ı Alî mi öldürdü, yoksa bir başkası mı?

Muaviye: ‒ Alî Osman’ın katillerini barındırmaktadır. Eğer siz Alî’den rica edip Osman’ın katillerini bana teslim ettirirseniz Şam halkından önce ben Alî’ye bey’at ederim.

Bunlar Hz. Alî’ye gelip Muaviye’nin görüşünü anlattılar. Alî’nin önde gelen askerlerinden iki bin kişi yüksek sesle: “Biz hepimiz Osman’ın katilleriyiz!” diye bağırdılar.

Bu durumu müşahede eden elçiler, gidip Muaviye’ye durumu haber verdiler ve her iki taraftan da ayrılıp bu olaya hiç karışmamayı yeğlediler (Ravdatu’l-Ahbab, s. 492-493).

Recebin başından Muharrem ayının sonuna dek iki ordu arasında savaş olmadı. Muharrem sona erince Hz. Alî, Muaviye ordusuna doğru bir ünleyici gönderip: “Biz Haram aylarında savaştan el çekmiş ve sizleri doğru yola çağırmıştık. Ama öğüdümüz kâr etmedi. Yarın sabahleyin savaş günüdür. Bilesiniz!” diye ilan ettirdi. Safer ayının ilk gecesi sabahında her iki ordu da savaşa hazırlanmış durumda idi (Ravdatu’l-Ahbab, s. 493).

1- Birinci gün:

Çarşamba günü iki ordu da saflarını düzenlemiş, Büyük Savaşta uygulanacak taktiği saptamıştı. Muaviye de yüksek bir tepede kurulmuş olan karargâhında genelkurmay başkanı olması yanında zırhlı tugayın başında idi.

Ravdatu’l-Ahbab’da Hz. Alî’nin ordusuna özetle şunları söylediği anlatılmaktadır: “Kardeşlerim, biz Hz. Resulün Ehli Beytiyiz. Biz Nuh’un gemisi gibiyiz. Bize gelen kurtulur, bizden yüz çeviren sapıktır.

Ey Müslümanlar, üzülmeyiniz, inşallah iyilerin beraberliğiyle korunacak, zafere ulaşacaksınız. Allah’tan zafer dileyin. İhtiyatlı hareket edin. Firar utancından ve bozgun ayıbından kaçınınız. Savaşa ilk başlayan siz olmayın. Onları defalarca hakka çağırmadıkça savaşa başlamayınız. Savaşa başlayınca Allah’ın iradesiyle düşman bozguna uğradığında onları takibedip öldürmeyiniz. Galip geldiğiniz düşman askerinin organlarını kesmeyiniz. Kadınları incitmeyiniz…

Ey Müslümanlar, Allah’tan korkmayı kendinize düstur edininiz. Allah’a güveniniz ve asla sarsılmayınız, yılgınlık göstermeyiniz. Biliniz ki siz Allah’ın yardımıyla başarıya ulaşacaksınız…” (Ravdatu’l-Ahbab, s. 495-496)

(devamı yarın..)