İSLÂM TARİHİNDEN YAPRAKLAR (28) : SIFFÎN SAVAŞI
Perşembe, 28 Mayıs 2020 00:00

İSLÂM TARİHİNDEN YAPRAKLAR (28) : SIFFÎN SAVAŞI

(...dünden devam)

Muaviye ise Osman'ın yakın akrabası olması dolayısıyla kendisini, Osman'ın katillerine kısas uygulama sorumluluğu altında görüyordu. Çünkü Allah: "Kim haksızlıkla öldürü­lürse, onun velisi­(olan mîrâsçısı)na yetki vermişizdir (öldürülenin hakkını arar. Fakat o da) öldür­mede aşırı gitmesin. Çünkü kendisine yardım edil­miş(yetki verilmiş)tir." (İsra: 33) buyurmuştur.

İşte bu gerekçe ile Muaviye halkı toplayıp onlara, Osman'ın, birtakım alçaklar tarafından mazlum olarak öldürüldüğünü; Haram ayında, dövüşüp kan dökmenin haram kılındığı Saygın Kentte kan döktüklerini söyleyerek halkı öfkeden köpürür hale getirdi. Bu konuşma üzerine dinleyenler heyecana kapılıp olayları kınadılar; yükselen sesler gürültüye dönüştü. Kınayanlar arasında sahabî olanlar da vardı.

Müslümanlar arasında bölünmenin ortadan kalkması ve barış için Alî Muaviye’ye Cerîr Abdullah’ı elçi gönderdiyse de anlaşma sağlamadı. Bunun üzerine Alî, Ordusuyla Şam’a doğru yürüdü.

Muaviye, Irak ordusunun hareket ettiğini öğrenince Şam liderlerini toplayıp konuyu görüştü. Şam halkı, Osman'ın kanını arama ve bu uğurda çarpışma konusunda Muaviye'ye bey'at etti. Muaviye ordusunun miktarı da Alî ordusunun miktarı gibi abartılı anlatılır. En mantıklı, sayıyı altmış bin kişi olarak veren rivayettir. Muaviye ordusunun komuta kademesi şöyle düzenlenmişti: Amr bn Âs, Şam süvarilerinin komutanı, Dahhak bn Kays piyadelerin komutanı, Zü'l-Kilâ' el-Himyerî sağ cenah komutanı, Habib bn Mesleme sol cenah komutanı; Ebu'l-A'ver es-Sülemî öncü kuvvet komutanı idi.

Ufak çaplı çarpışmada Muaviye’nin müfrezesi yenildi. Muaviye’den Alî’ye bir hey’et geldi. Çünkü Fırat Irmağı Alî ordusunun kontrolüne geçtiğinden Muaiye yanlılarının suya ihtiyaçları vardı. Alî, Şam delegesinin geliş amacını öğrenince beliğ bir konuşma yaparak buyurdu ki: “Varınız Muaviye’ye deyiniz, Fırat suyundan içsin; hayvanlarını sulasın. Sizinle Fırat suyu arasında hiçbir engel yoktur!”

Ebu’l-A’ver’in özel dostlarından biri de Hz. Alî’nin bu âlicenaplığını görünce yaptığına tevbe edip Alî’ye karşı çıkmış olmaktan ötürü pişman oldu ve Hz. Alî’nin özel dostları ve yardımcıları arasına girdi.

Böylece her iki ordu da Fırat suyundan yeterince yararlandılar ve birbirleriyle de diyalog kurmaya, gidip gelmeğe, dost olmaya başladılar (Ravdatu’l-Ahbab, s. 486-489).

Bu arada Muaviye, Alî’ye taşradan gelecek erzakın ona gitmesine mani olmak için bir birlik göndermek istedi. Amr bn Âs bu düşünceyi uygun görmemesine karşın Muaviye, Dahhak komutasında bir birlik gönderdi. Bu birlik Ali tarafına gitmekte olan bir kervanı zorla Muaviye tarafına çevirdi. Bunlardan biri fırsatını bulup kaçarak Hz. Alî’ye geldi ve olayı anlattı. Alî’nin Züheyr bn Kays komutasında gönderdiği birlik Muaviye’nin Dahhak komutasındaki birliğini yendi (Aynı eser, s. 490-491).

(devamı yarın..)