YE’CÛC-ME’CÛC (3)
Salı, 14 Nisan 2020 00:00

YE’CÛC-ME’CÛC (3)

(...dünden devam)

İsâ’nın ineceğini, Ye’cûc ve Me’cûc’un çıkacağını anlatan hadîsler, genellikle ya Ebu Hüreyre’ye veya bir iki şahsa dayanır. Kendi aralarında çelişkili oldukları gibi bizzat metnin kendisi de çelişkilidir. Bu tür hadîslerin sözlerinde rekâket ve nekâret (mantık dışı ifadeler) vardır. Zan ifade eden bu âhâd haberleri üzerine iti­kad kurulamaz. Bir Müslümanın mutlaka bunlara inanması gerek­mez. Kur’ân-ı Kerîm’de böyle abartmalı ayrıntılar yoktur. Zû’l-Karneyn kıssası münasebetiyle Ye’cûc Me’cûc’a işaret edilir ki bu işaretten Ye’cûc-Me’cûc’un güçlü, sayıları çok bir millet olduğu, bunların, gelişmemiş ilkel bir topluluğa saldırılar düzenledikleri anlaşılır. Güçlünün zayıfa saldırması, dünya kurulalıdan beri görü­len normal bir olaydır. Bütün tabiatta var olan bu olgu, insan toplumlarında da hâlâ sürmektedir. Zû’l-Karneyn, yaptırdığı sed ile bu mazlûm milleti saldırganların taarruzundan korumuştur. Enbiyâ Sûresi’nin 96’ncı âyetinde de: "Sûrları açıldığı zaman Ye’cûc-Me’cûc’un her tepeden saldıracakları" bir kıyâmet alâmeti olarak anlatılır. İşte Ye’cûc Me’cûc diye bir milletin bulunduğuna ve bunların, dünyânın sonunda barajlarını aşıp her tepeden akın edeceklerine yahut kıyâmette yerinden kalkan toplulukların, dalga dalga mahşere koşacaklarına inanmak lâzımdır. Çünkü bunu Kur­’ân söylemektedir. Ama tefsîrlerde yer alan ve bazılarını yukarıya kaydettiğimiz rivayetlerin efsanevî ayrıntılarına inanmak gerekmez. Çünkü hiç şüphesiz bunlara İsrâîliyyat karışmıştır. Yahû­dîlikten, Hıristiyanlıktan, eski Araplar arasında dolaşan rivâyetlerden çok şeyler karışmıştır. İsâ’nın ineceği haberi de Kur’ân’da yoktur.

Ye’cûc Me’cûc, Kitâb-ı Mukaddes’in Eski ve Yeni ahidlerinde geçer. Tekvîn Kitâbının onuncu babında Me’cûc, Nûh’ûn oğlu Yâfes oğulları arasında zikredilir. Gog (yani Yacuc) ise Hezekiel Kitâbının 38 ve 39’ncu bablarında Roşun, Meşekin ve Tubal’ın beyi olarak anılır.

Yeni Ahidin, Yuhanna’nın Vahyi Bölümünün 20. babında anlatıldığına göre azîz Yuhanna, gökten inen bir meleğin, şeytânı cehenneme kapatıp bağladığını, bin yıl cehennemde bağlı kalan şeytânın, daha sonra bağından çözülüp, milletleri ve Ye’cûc Me’cûc’u saptırmak üzere salıverileceğini görmüştür. Denizlerin kumu kadar çok olan Ye’cûc-Me’cûc: "Yerin genişliği üzerine çıktılar, mukaddeslerin ordusunu ve sevgili Şehri kuşattılar. Ve gökten ateş inip onları yedi. Ve onları saptıran İblîs, canavarla yalancı peygamberin içinde bulundukları ateş ve kükürt gölüne atıldı. Ve ebedler ebedine dek gündüz ve gece kendilerine azâb edilecektir.

(devamı yarın..)