HANGİSİNİN SEVABI DAHA ÜSTÜN?
Çarşamba, 08 Nisan 2020 00:00

HANGİSİNİN SEVABI DAHA ÜSTÜN?

Sayın hocam, denir ki: 1. Üç İhlas ve bir Fatiha suresi okumak, Kur’ân-ı Kerîm'in tümünü okumaya verilecek sevaba eşittir.

2. "Subhanallahi velhamdulillahi vela ilahe illellahu vellahu ekber velâ havle vela kuvvete illa billahil-aliyyil aziym " şeklindeki zikir ise bir hac sevabına eşittir.

3. " Subhanallahi ve bi hamdihi " şeklindeki zikir için ise hadis mealen; "sabaha ve akşama erişen kişi her sabah ve akşam 100 er kez bu şekilde zikir eder ise kıyamette sevabı en fazla olan kişi olur."

Şimdi : (1), (2) ve (3 ) ncü maddelerdeki okuma ya da zikirlerden hangisinin sevabı daha fazladır ki bu durumda zikir yaparken sevabının fazla olanına daha fazla ağırlık vererek daha fazla sevap kazanalım?...

Cevap: Bu yazdığınız sevap hesaplamalarına ilişkin rivayetlerin pek çoğu insanları zikre, tesbihe, okumaya yönlen-dirmek amacıyla uydurulmuş şeylerdir. Maalesef bunların bir kısmı sağlam denilen hadis kitaplarında da yer almıştır. Ama uydurmalığı şuradan bellidir ki Fatiha ve İhlâs'ın tüm Kur'ân'ı okumaya bedel olduğu söyleniyor. Bu hadis ne zaman söylendi? Bu söz söylendiği zaman henüz Kur'ân tamamlanmamıştı ki bunları okumak tüm Kur'ân'ı okumaya denk olsun.

İkinci rivayet de yine öyle abartıdır. Zahmetsiz, meşakkatsiz insanın ağzından çıkan bir tek söz, nasıl olur da özellikle 1400 yıl öncesinin şartlarında yapılan külfetli, zor hac sevabına denk olur? Bunu mantık alır mı?

Üçüncü rivayet de yine bir tek söz söyleyen kişinin, kıyamette en çok sevabı olan kişi olacağını belirtiyor. Demek bu adam sadece bu sözü söyleyecek ama başka bir şey yapmayacak, namaz da kılmasa olur, bu sözü söyledi ya, tamam onun sevabı en fazla. Ötekinin çektiği sıkıntı yanına kalır. O zaman ne gerek var zahmet çekmeğe? Adam kalkar 100 kere bu sözü söyler, başka bir şey yapmaz. Ee nasıl olsa onun sevabı tüm zor amelleri yapanlardan fazla. Olmaz böyle şey.

Dediğim gibi bu tür sözler, insanları zikre, tesbihe yönlendirmek amacıyla üretilmiş sözlerdir. Kur'ân'da böyle sözlere en ufak işaret yoktur. İbadetlerin değeri sayı ile veya söz ile değil, içtenlikle ve gönülden yapılmasıyla ölçülür. Bu iş söz işi değil, öz yani gönül işidir.