TEFSÎRLE İLGİLİ BİRKAÇ SORU (2)
Salı, 25 Şubat 2020 00:00

TEFSÎRLE İLGİLİ BİRKAÇ SORU (2)

(...dünden devam)

Cevap: 1) Mağfiret kelimesi, örtmek demektir. Mağfiret dilemek, Allah'tan günahı örtmesini, günah kirinden ruhu temizlemesini istemektir.

2) İyiliği emir, kötülükten men etme, İslâm'ın temel prensiplerinden biridir. Ancak bu prensip kibar ve nazikçe, insanların ruhunu okşayacak, onları etkileyecek biçimde yapılmalıdır. Aksi takdirde fayda yerine zarar verir. Çünkü Kur'ân, A'lâ Suresinde "Öğüt yararlı ise öğüt ver" buyurmaktadır. Ayrıca Nahl Suresinin 125. âyetinde de insanların, hikmetle ve güzel öğütle Allah yoluna çağrılması emredilir:

"Hikmetle ve güzel öğütle Rabbinin yoluna çağır ve onlarla en güzel biçimde mücâdele et. Kuşkusuz Rabbin, işte yolundan sapanları en iyi bilen O'dur ve O, yola gelenleri de en iyi bilendir."

3) Mü'minun S. 103. âyette günahı ağır gelen kimselerin sürekli cehennemde kalacakları vurgulanır ama buradaki süreklilik dünya süresine göre çok uzun zaman anlamını taşır. Allah haşa kulunu ebedi cehennemde bırakmaz. Suçun cezası ne kadarsa o kadar ceza çeken kul, günahından arınınca sonunda cennete gider. Bu husus öyle bir iki satırla anlatılacak bir şey değildir. Bu konuda Tefsirimizde Hûd Suresindeki açıklamayı okumak gerekir.

4) Tâhâ 126. Âyetin, kasıtsız unutmakla bir ilgisi yoktur. Gelen vahiylere hiç önem vermemek, aldırmamak, uygulamamak, hayata geçirmek için hiçbir çaba harcamamak, onlara duyarsız kalmak anlamınadır. Yoksa kişi ezberlediği Kur'ân âyetini kasıtsız unutmakla bu âyetin tehdidine girmez.

5) Enbiya 44. âyete yaptığınız yorum, iki bakımdan uygun değildir. Âyetin meâlini yazalım: Biz onları ve atalarını yaşattık, nihâyet kendilerine ömür uzun geldi, (ebedî yaşayacaklarını sandılar). Bizim, yere gelip, onu uç­larından eksilttiği­mizi görmüyorlar mı? Üstün gelen onlar mı (yoksa biz miyiz)?”

Önce bu âyette “onu” anlamına gelen “hâ” zamiri dişildir, ömür’e gitmesi mümkün değildir. Çünkü ömür erkildir. Eğer zamir ömür’e gitseydi erkil olması gerekirdi. Oysa dişil olan zamirin, âyet içinde dişil olan Arz’dan başkasına gitmesi mümkün değildir. Tefsîrlerin açıklamasına göre Yer’in uçlarından eksil­tilmesi, putatapanlara âit ülkelerin, özellikle Mekke yöresindeki toprakların, yavaş yavaş müslümanların eline geç­mesine ve pek yakında Mekke’nin de fethedileceğine işârettir.

Bu, âye­tin mecâz anlamıdır. Ama hakîkî mânâsı düşünülürse, Yer’in uçlarının eksiltilmesi ifade­siyle, yağmurların, sellerin, rüzgârların etkisiyle dağların aşındığına işâret edildiği gibi, kutup bölgelerinin basıklığına da işâret edilmiş olabilir.

Ayrıca “atalarımızın kromozomları bizimkinden uzun olduğundan onlar daha uzun ömürlü idiler” sözü de bana göre pek gerçeğe uymaz. Atalarımız daha uzun ömürlü değillerdi. Ömür şimdi daha uzundur. Çünkü bulunan ilaçlar, birçok hastalığın ölüm riskini kaldırmıştır. Yüz yıl önce ortalama ömür takriban 45-50 yaş iken şimdi 70 e çıkmıştır.

Derin araştırma ve kesin bilgiye ulaşmadan böyle şeyleri hemen Kur'ân tefsirine geçirmenin doğru olmadığı kanısındayım.

***