İNSAN-İ KÂMİL PDF 
Cuma, 21 Şubat 2020 00:00

İNSAN-İ KÂMİL

Sayın Hocam, önce saygılarımı sunarım. Kitaplarınızdan edinebildiğim bilgilere göre insanın kişilik olarak gelişim süreci "insan-ı kâmil" noktasında nihayet bulmaktadır. Ancak her insanın, insan-ı kâmil zirvesine çıkması çok zordur. Bu makama çıkmış insan da çok azdır. Eğer anladığım doğru ise, İslâm her insanın ulaşamayacağı, çok az insanın ulaşabileceği bir hedef mi gösteriyor? İslâm orta bir yola hitap etmiyor mu? Sonra bu yola her Müslüman’ın girmesi ve ilerlemesi de mümkün değildir. Her insanın psikolojisi müsait olmayabilir. Halbuki İslâm herkese hitap ediyor...

Cevap: Doğru, İslâm insana insan-ı kâmil olma hedefini gösterir. Kur'ân'a göre yaşayan, hem dünyasını hem de âhiretini onaran, kıskançlıktan uzak, güzel alâk sahibi her insan Allah'ın dostu (veliyyullah) ve insan-ı kâmildir. İnsân-ı kâmil, orta yolda giden (vasat) ümmet'in bir bireyidir. Hiç de zor değil. Kâmil mü'min, insan-ı kâmildir. Siz insan-ı kâmil ile ille en büyük velilik makamını kastediyorsanız o da var ama elbette herkes o makama ulaşamaz. Seçilenler ulaşır. Peygamberler insan-ı kâmillerin başıdır. Onlardan sonra veliler gelir. Ama olgun mü'-minler de Allah'ın velîleridirler. Velî Allah'ın sevdiği veya Allah'ı sevenler demektir. Allah'ın sevdiği anlamında velî'nin kim olduğunu sadece Allah bilir. Ama Allah'ı seven anlamında velî tüm mü'minlerdir. Çünkü Allah'ı sevmeyen insan zaten mü'min değildir. Mü'minlerin derecelerinin olduğu, herkesçe malumdur. Sahabilerin dahi dereceleri vardı. İlk Muhacirler, ilk Ensar ve Onlardan Sonra Gelenler. Herhalde Hz. Ebubekir veya Ali ile sıradan sahabiler bir değildir.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş