ALLAH NİÇİN MELEKLERİ BİLGİLENDİRİYOR? PDF 
Çarşamba, 05 Şubat 2020 00:00

ALLAH NİÇİN MELEKLERİ BİLGİLENDİRİYOR?

Muhterem hocam, benim size sorularım şunlardır

1) "Aslen Allah(c.c.) kimseye hesap verme mecburiyetinde olmayıp tüm noksanlıklardan beridir bunu bilmekteyiz fakat Allah kullarına ders vermek amacı ile acaba bazı şeyleri ortaya koyar onlara bazı şeyleri bildirir mi? Bu hususta aklıma takılan Bakara Suresi 30. âyetle beraber 31 ve 32. ayetler olmuştur. Çünkü Allah(c.c.) orada: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" buyuruyor meleklere hitaben. Nedeni nedir, niçin melekleri bu hususta bilgilendiriyor? Ya da hâşâ hesap mı veriyor? Ders vermek maksatlı mı söylüyor? Acaba âyetleri tefsir eder misiniz?

2) Bir diğer sorum da Gece namazı ayetlerde Kurban gibi zikredilmiş olsa da birinin Sünnet-i müekkede, diğerinin vacip sayılıp; neden ikisinin de aynı konumda değil ya da farz hükmünde görülmediğidir? Zira sanki meallere bakarsak emir gibi bir durum var ortada. Aslen bizim gibi Avam'ın mealden hüküm çıkarması yanlış olsa da aklıma takılmadı değil bu husus.

Muhterem hocam baskılara karşı yılmayın Allah'ın yardımı sizinle olsun bizler sizin arkanızda size destekçiyiz Allah sizin gibi âlimleri başımızdan eksik etmesin...

Cevap: Bakara 30-32. âyetlerde insanın halife yapılması konusunda Allah ile melekler arasında geçen diyalogu bizim anladığımız manada karşılıklı konuşma olarak değerlendirmiyorum. Benim kanaatime göre burada hilafete kendilerinin daha layık olduğunu düşünen meleklere, olgunlaştırılmış insan olan Âdem'deki potansiyel güç bir konuşma biçiminde somutlaştırılarak anlatılmaktadır. İnsanın yaratılışı, hilafete yükseltilişi, yeryüzünde Allah'ın temsilcisi oluşuna karşı soyut ruhlar olan meleklerdeki istifham düşüncesi böyle somut olarak anlatılmıştır. Çünkü düşünceler somutlaştırılarak anlatılırsa avam halk daha iyi kavrar. Kur'ân'da düşüncenin somut diyalog haline getirilişine dair örnekler çoktur. Allah, göğü ve yeri yarattıktan sonra: “Duman halinde olan göğe yönel(ip onu yarat)dı, ona ve yere ‘İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin’ dedi. Onlar da ‘İsteyerek geldik’ dediler.” (Fussilet: 11). âyeti de bunlardan biridir.

2) Kurban hiçbir âyette emir kipinde geçmez. Sadece Hac Suresinde hacıların kurbanlık hayvanları boğazlarken Allah adını anmaları, yani besmele çekmeleri emredilir. Başka bir yerde kurban kes emri yoktur. Mealler ve bu konudaki tefsirlerin çoğu çarpıtmadır. Ama gece namazı en vurgulu emirdir. Öyle sünnet falan değil. Gerçi âyetlerde hitap Hz. Peygamber'edir ama bundan doğal bir şey yoktur. Çünkü vahiy ona gelmektedir. Vahyin ilk muhatabı odur. Ama bundan bütün insanlık sorumludur. Genel namaz emri de yine Peygamber'e hitap şeklindedir. "Namaz kıl!" Fakat bütün mü'minler bu emirle yükümlüdür. Hattâ bu emirler sadece Peygamber'e de değil okuyan ve dinleyen herkese hitaptır. Okuyan ve dinleyen herkese "Namaz kıl!", "geceleyin uyan!" buyurulmaktadır.

İşin gerçeği: Sünnet olan gece namazı değil, kurbandır. Çünkü Kur'ân'da bayramda kurban kesme hakkında bir emir yoktur. Gece namazı ise sünnet değil, vacip de değil en kuvvetli farzdır. Çünkü gece namazı kadar vurgu yapılan bir emir yoktur. Ancak bu namaz cemaat namazı değil, bireysel namazdır. İsrâ Suresinde "Gecenin bir bölümünde sana nafile olarak uyan" (79) âyetinde geçen nafile kelimesi bizim anladığımız manada nafile değil, ayrıca, üstelik demektir. Yani İsrâ 78-79'ncu âyetlerde güneşin batmasından alacakaranlığa kadar, sonra gecenin sonunda sabah ışırken namaz kılması, ayrıca gecenin bir bölümünde de uyanıp ibadet etmesi Peygamber'in şahsında bütün ümmete emredilmektedir.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş