Fadime anamızın özel hali yok muydu? *** İblis kıssası neden tekrar edilir ve Mezhebe uyma
Salı, 21 Şubat 2012 00:00

Fadime anamızın özel hali yok muydu?

Selamünaleyküm hocam, ben bu yakında tanıdık bir yazardan Fadime anamızın hayatını okudum. Bu eserde Fadime anamızın da Meryem anamız gibi özel hali olmadığını ve onun öteki kadınlardan farklı yaratıldığını yazıyor.

Sayın hocam bu konu üzerinde sizin bilginizden faydalanmak istiyorum. Saygılarımla.

Cevap: O tür hurafecilerin safsatalarına bakmayın. Bu sözlerin iler tutar tarafı yoktur. Yazık ki yazık ömrünüzü bu tür insanların karalamalarıyla geçiriyor ve yalanlara hurafelere inanıyorsunuz. Fadime anamızın özel hali yok idiyse Hasan’ı, Hüseyin’i ve Muhsin’i nasıl doğurdu? Özel hal nedir, bilir misiniz? Zamanında aşılanmayan yumurtanın, vücuttan dışarı atılmasıdır. Yumurta aşılanırsa özel hal durur. Peki, özel hali olmayan kadın doğurur mu? Yumurta olmadan doğum olur mu? Özel hal, kadın için kusur değil, kusursuzluktur. Özel hali olmamak kusurdur. Hz. Fatıma’yı kusurlu göstermek kimin haddine? Fadime anamızın özel hali yok idiyse Hz. Ali niçin onunla evlendi?

Özel hali olmayan evlenir mi? Evlenmenin amacı temelde çocuk yapmak değil midir? Hem Meryem'in özel halinin olmadığını kim söyledi? Meryem de Yusuf Neccar ile nişanlı idi. Özel hali olan evlenir. Meryem evlenmek üzere nişanlanmış olduğuna göre demek ki âdet görüyordu. İsa’dan sonra Yusuf Neccar’dan çocuğu da olmuştur. Bazı Hıristiyan yazarlar, İsa’nın kardeşi olduğunu söylüyorlar. Meryem’in özelliği, henüz bakire iken meleğin üflemesiyle çocuk doğurmasıdır. Ama hamile kalış süresi tamamen öteki kadınların hamilelik süresine uygundur. Neye dayanarak böyle şeyleri ortaya atıyorlar? Sırf çıkara dayanıyorlar çıkara. İnsanları kandırarak para toplamak.

 

İblis kıssası neden tekrar edilir ve Mezhebe uyma

Hocam evvela saygı ve sevgilerimi sunar sağlığınıza hayır duada bulunurum. Benim iki adet sorum olacak cevaplarsanız beni memnun edersiniz.

1- Kur'an'da birçok âyet birbirine benzer. Yani bazı konular değişik surelerde tekrar olarak anılmıştır. Örneğin şeytanın (İblisin) Âdem'e secde etmediği bazı surelerde defalarca vurgulanmıştır. Bunun sebeb-i hikmeti nedir?

2- Mezhep imamları değişik ictihadlarda bulunmuşlar, insanlar da bu ictihadların arkasından gidiyorlar. Mesela İmam Hanefi'nin arkasından gidene Hanefi, İmam Şafii'nin arkasından gidene Şafii diyorlar ve bunların söylemi İslam’da din olmuştur. Mesela Hanefi'de erkek eli bayana değerse abdest bozulmaz Şafii'de bozulur. Şimdi sıra sorumda?

Kişi mezhep imamlarının söylediklerinin hepsini kendisinde uygularsa olur mu, yani Şafii mezhebini taklit eden kişi eli bayana değse İmam Hanefi gibi abdestim bozulmadı diyebilir mi? Saygılarımla.

Cevap: Değerli kardeşim, İblis ve Âdem kıssasının birçok surede anılmasının sebebi, insanların, ezeli düşmanları olan İblis'in kötü dürtülerine uymalarını önlemektir. Zaten Kur'ân'ın temel amacı da insanları İblis'e kulluktan Allah'a kulluğa, şeytana uymaktan meleğe kulak vermeğe, şeytan yoluna değil, melek yoluna gitmeğe yöneltmektir. Onun için Kur'ân hemen her surede insanları İblis'e karşı uyanık olmaya çağırır. Kur'ân kıssaları tekrar gibi görünürse de her surede olay, başka bir üslûb ile ve başka başka kesitlerle anlatıldığı için tekrar yoktur. Bu konuda ayrıntı için "İslama İtirazlar" adlı kitabımı okumanızda yarar vardır.

Mezhep imamlarının sözleri din değildir, ama maalesef dinleştirilmiştir. Doğrudan Kur'ân ve Hadisten hüküm çıkaracak bilgiye sahip olanların, herhangi bir mezhebe uymaları gerekmez, hatta bunlar çaba harcamadıkları için hata işlemiş olurlar. Kişi ictihadına göre bir konuda Şafiinin görüşünü Kur'ân ve hadise uygun görürse onu uygular, Hanefinin görüşünü falan meselede daha haklı görürse onu uygular. Ama bir meselede sabahleyin Hanefinin, öğle vakti Şafiinin, akşam vakti de bilmem kimin görüşünü uygulamaya kalkmak, dini hafife almak olur. Din ciddiyet ve kararlılık ister.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş