ALİ B. EBÎ TÂLİB (r.a.) (3) PDF 
Çarşamba, 22 Ocak 2020 00:00

ALİ B. EBÎ TÂLİB (r.a.)   (3)

(...dünden devam)

Allah’ın Elçisi, devletin güney cephesine çok önem verir ve Yemen kabilelerinin Müslüman olmalarını isterdi. Yemen’in çeşitli kabilelerinin ard arda Medîne’ye gelip Müslüman olmalarıyla Allah Elçisinin bu arzusu ger­çekleşti. Bu durum, gönderilen davetçilerin, uzak görüşlü olup sürekli çalış­tıklarını gösterir. Allah’ın Elçisi’nin gönderdiği birlikler de davetçilerin çalışma­larına katkı sağlıyordu. Resulullah Ḫalid bn Ve­lîd’i, ardından Alî bn Ebu Talib’i birer birlikle kabilelere göndermişti.

Peygamber Alî’yi Yemen’e gönderdiği zaman halk arasında adaletle hük­metmesini emretmişti. Hz. Alî olayı şöyle anlatmıştır: “Resulul­lah beni Yemen’e gönderdi. Kendisine dedim ki:

̶ Ya Resulallah, sen beni, benden daha yaşlı bir topluluğa gönderiyorsun, ben yaşça onlardan küçüğüm. Yargı işini de bilmem (bu konuda tecrübem yoktur).

Elini göğsüme koydu ve şöyle dedi: ‘Allahumme sebbit lisanehû ve’hdi kalbehû: Allahım dilini pekiştir ve kalbini doğruya ilet! Alî, iki hasım önünde oturduğu zaman, her ikisini de dinlemedikçe hüküm verme. Böyle yaparsan hüküm sana açıklanır, doğru hüküm verme yeteneği kazanırsın.’

Bundan sonra artık benim için hüküm vermek gayet kolaylaştı, hiç zor olmadı.”[1]

Alî Peygamber’in cenazesini yıkama şerefine ermiştir.

Peygamber’in vefat ettiği Pazartesi günü herhangi bir fitnenin çık­maması için sahâbîler Müslümanların başına bir yönetici seçmekle meşgul idiler. Ancak Peygam­ber’in ev halkı sayılan damadı Alî bn Ebu Tâlib, amcası Abbâs, amcası oğlu Fadl bn Abbâs, Kusem bn Abbâs, vaktiyle evlatlığı olan Mu’ta şehîdi Zeyd bn Hârise’nin oğlu Üsâme ve Allah Elçisi’nin mevlâsı Şukrân Peygamber’in evinden ayrılmamışlardı. Bunlar onu yıkadılar. Peygamber’in giysisi üstünden çıkarıl­ma­dı. Alî Peygamber’in na‘şını göğsüne dayadı. Abbâs, Fadl ve Kusem na‘şı sağa sola çevirirken Üsâme ve Şukrân su döktüler. Alî, dökülen su ile Peygamber’i, giysisinin altından ovuyor, su Allah Elçisi’nin vücuduna değdikçe Alî: “Oh, sağlı­ğında da, ölümünde de ne güzel kokuyorsun!” diyordu.



[1] Fadâilu’s-sahâbe: 2/871.

 

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş