HACI ÖMER HÜDÂYÎ BABA VE DÎVANI (3)
Cuma, 10 Ocak 2020 00:00

HACI ÖMER HÜDÂYÎ BABA VE DÎVANI (3)

(...dünden devam)

Bir yandan hanımının sıkıştırması, bir yandan da bastıran İlâhî tecellî ve aşk, arasında kalan Şeyh Ömer Nurani Baba, metanetini ve olgunluğunu koruyarak oda kapısından avluya çıkarken müridi Hacı Ömer Baba da başı kabak yalın ayak olarak sırtına yüklendiği bir batman pamuk ile dış kapıdan avluya girmiştir. Büyük Mürşidin gözü Ömer Baba'ya ilişince:

‒ Yâ, Ömer sen Hıdır mısın ki bana yetiştin! demiş.

Şeyh Hazretlerinin teveccühü ile Ömer Hüdâyi Hazretleri kendinden geçip yıkılmış ve yirmi dört bin peygamberle pirinç pilavı yemiş ve çeşitli İlâhî tecellilere mazhar olup muradına ermiştir.

Daldığı Hüviyet âleminden uyanınca Büyük Mürşid Şeyh Ömer Nurani (kd. sr.) Ömer Hüdâyî Baba'ya halifelik vererek onu, halkı irşa­detmekle görevlendirmiş ve icazetnâme ile namlusu bir metre uzunluğunda bir teber ve bir buçuk metre uzunluğunda mânevî bir kılıç vererek onu Harput’a göndermiştir.

Manevi olgunluğa erişip irşad icazeti alan Ömer Baba, Harput'a dönünce bir süre oturduğu Perçenç (Akçakiraz) köyünden Kövenk (Güntaşı)e göçmüş ve orada bir ev, yanında da bir tekke yaptırmış ve irşad seccadesine oturup saliklerine feyiz vermeğe başlamıştır. Bu arada Pembe (….) Hanımla evlenmiş ve Ahmed Cemâli adında bir oğlu ile Meymene, Saâdet ve Hâfıza isminde üç kızı olmuştur.

Feyiz havzası o kadar geniş ve etkili idi ki onun mânevî kadehinden bir damla içen kişi, bir daha dünyaya eğilim göstermez ve feyiz kadehinin yanından ayrılmak istemezdi. Kendisi Halife olduktan sonra da büyük mürşidi Ömer(Nûrânî) sHazretlerinin ziyaret ve hizmetlerini terk etmemiş, o vefat edinceye dek onu ziyarete ve ona hizmete devam edip duâlarını almıştır.

(devamı yarın..)