HARÂMA BAKMA VE AVRET (ÖRTÜNME) (4) PDF 
Cumartesi, 04 Ocak 2020 00:00

HARÂMA BAKMA VE AVRET (ÖRTÜNME) (4)

(...dünden devam)

Cilbâb (جِلباب), Türkçe’de çarşaf dediğimiz giysidir ki şimdi Araplar buna ‘abâye derler. ‘Abâye, baştan aşağı salınan, iç giysiyi önden ve arkadan kapatan bir örtüdür. Cilbâbı bir tek gözü açık bırakmak suretiyle yüzü ve bütün vücudu kapatan bir örtü diye tanımlayanlar olduğu gibi, alından bağlanıp aşağı sarkıtılan bir örtü diye tanımlayanlar da vardır[1] .

Sanıyoruz ki bu tanımlar, örtünme konusunda zamanla daha titiz bir anlayışın egemen olmasıyla ortaya atılmıştır. Eğer ḫimârın üstünden örtülen cilbâb, tek göz dışında bütün bedeni kapatacak bir çarşaf olsaydı, o zaman: “Mü’min kadınlara söyle, ḫimârlarını yaka yırtmaçlarının üstüne koysunlar” âyetinin anlamı kalmazdı. Cilbâb zaten bütün vücudu kapattığına göre artık başörtüsünün, yaka ve göğüs yırtmacının üzerine konmasına gerek kalmaz. Râğıb cilbâbı gömlek ve örtü olarak tanımlamıştır[1] ki bu tanım, daha gerçekçidir. İkrime: “Cilbâbını boğazının çukurunu kapatıp aşağıya salar”[1] demiştir ki bundan cilbâb’ın, boyundan aşağı salınan ve dış giysiyi kapatan bir örtü olduğu anlaşılmaktadır.

Burada çarşafın boyundan aşağı salınıp iç giysinin kapatılması emredilmektedir. Daha sonra inmiş olan Nûr Sûresi’nde ise baş örtüsü ile saçların ve gerdanın kapatılması hükmü getirilmiştir:

Kur’ân’ın amacı iffet ve nâmûsun korunması, toplum nezahetinin muhafaza edilmesidir. Burada mü’minlere, iffetlerinin temiz, kuşkulardan uzak kalması için sürdürmeleri gereken davranış tarzı öğretilmektedir.

Kur’ân, insan olmaları açısından erkekle kadın arasında bir fark görmez, her iki cinse birden hitâbeder. Burada da toplumun kötü duygu ve düşüncelerden, dedikodulardan uzak, temiz ve nezih kalması için önce erkeklere, sonra kadınlara bakışlarını harama yummaları, nâmuslarını korumaları emredilmiş; ayrıca kadına, mahrem olmayan erkeklere, ziynetlerini göstermemeleri; elbiselerinin, teni gösteren yırtmaçlarını örtmelerini, ancak âdeten görünen ziynet ve ziynet yerlerinin örtünmesine gerek olmadığı buyurulmuştur.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş