TANRISAL YARATIŞTA ADALETSİZLİK VAR MI? (2) PDF 
Pazartesi, 16 Aralık 2019 00:00

TANRISAL YARATIŞTA ADALETSİZLİK VAR MI? (2)

(...dünden devam)

Bu bir ceza değildir

Karnı su toplayan İmrân ibn Husayn, otuz yıl sırt üstü yatmış, kalkamaz, oturamazmış. Yatağında açılan bir delikten hacetini yaparmış. Mutarrif ibn Abdillah ve kardeşi Alâ’, kendisini sormağa gelmişler. İmrân’ın halini gören Mutarrif ağlamağa başlamış. İmrân:

– Niçin ağlıyorsun? Demiş, İmran.

– Seni bu halde görünce ağladım, demiş, Mutarrif.

– Ağlama, demiş İmran, Allah bu hali benim için istemiş, sevmişse ben de onu benim için severim. Sana bir şey söyleyeyim, belki Allah, seni bu söyleyeceğimle yararlandırır. Fakat bunu, ben ölünceye dek kimseye söyleme: Melekler beni ziyaret ediyorlar, ben onlarla ünsiyet ediyorum (benimle arkadaşlık ediyor, yalnızlığımı gideriyorlar). Bana selâm veriyorlar, selâmlarını duyuyorum. Ve biliyorum ki büyük nîmete sebebolan bu belâ (hastalık sınavı), bir cezâ değildir."

Sınavında böyle bir nîmet gören kimse, o sınava râzı olmaz mı?

Biz senin dostlarınızız

Bir cemâat, akıl hastanesinde tutulan Şiblî’yi sormağa gelmişler. Önünde taş bulunan Şiblî, onlara:

– Siz kimsiniz? demiş.

– Biz seni sevenleriz, demişler. Onları taşlamağa başlamış. Kaç­mışlar.

– Öyle ise ne diye beni sevdiğinizi iddia ediyorsunuz? Sözünüzde doğru iseniz belâma sabretsenize! Demiş.

Rızâ, her konuda kaderin akışına sevinme, Hak’tan gelen her hali hoşgörü ile karşılama, gönül huzuru, kanâat, Hakk'a teslîmiyyet, O'nun seçip yaptı­ğının iyiliğine güven doğurur. Allah’ın kazâsını başkasına şikâyet etmek­ten, aşırı sızlanmaktan alıkor. Bu noktada bulunan insan, Allah’ın lütfunu da, kahrını da hoş görür: “Lütfun da hoş, kahrın da hoş!” diyecek olgunluğa erişir. Yunus, Allah’a bağlılığı ne güzel belirtmiş:

Ne varlığa sevinürem         
Ne yokluğa yirinürem

        ‘Işkun ile avınuram         

        Bana seni gerek seni!”

***

 

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş