ÇOCUKLARLA AYRILMIŞ OLAN ANNE BABAYLA İNSANİ MÜNASEBETLERİ (7) |
Salı, 12 Kasım 2019 00:00 | |||
ÇOCUKLARLA AYRILMIŞ OLAN ANNE BABAYLA İNSANİ MÜNASEBETLERİ (7)(...dünden devam) İnsanlar adâleti terâzî ile sembolize ederler. Nitekim hukuk fakültelerinin sembolü de genellikle terâzîdir. Hâkimin adâleti, iki kefesi dengede duran terâzîye benzetilir. Herhalde bu âyetlerdeki terâzî ile de âhirette Allah’ın, şaşmaz adâleti anlatılmaktadır. Kur’ân’ın anlattığı âhiret ahvâlini, bizim bildiğimiz şeylerle karşılaştırmak ve bu terâzîyi de böyle dünya terâzisi şeklinde düşünmek hatâlı olur. Buhârî’nin yukarıda kaydettiğimiz hadîsinde de böyle dünya terâzîsi gibi maddî bir terâzînin kastedilmiş olduğu söylenemez. Gerek âyette gerek hadîslerde ifâde edilen mîzân, –Allah bilir– İlâhî adâleti temsil etmektedir. Nitekim: “Allah’tır ki gerçeği içeren Kitâb'ı ve (adâlet) ölçü(tün)ü indirdi. Ne bilirsin, belki o sâ‘at yakındır?” (Şûrâ: 17), “Göğü yükseltti ve mîzânı koydu. Tartıda taşkınlık edip dengeyi bozmayın. Tartıyı adâletle yapın, terazide eksiklik yapmayın.” (Rahmân: 7-8) âyetlerinde mîzândan maksadın, adâlet ölçütü ve evrencisimleri arasındaki denge olduğu gayet açıktır. Yoksa bilindiği gibi yüce Allah, önce gönderdiği Kitâb ile beraber terâzî indirmemiş, gök cisimleri arasına da terâzî konmamıştır. Kitâb ile indirilen, Kitâbın getirdiği adâlet yasası, şerî‘at (âdil hukuk düzeni), evrene konulan mîzân da cisimler arasındaki muvâzene(denge)dir. Bu âyetlerde mîzânın adâletle, doğru tutulması, alışverişlerde tartıya hîle karıştırılmaması, yerin, göğün denge ile durduğu, dengenin bozulmasının, düzenin bozulmasına yol açacağı anlatılmaktadır. Özellikle Şûrâ 17, Rahmân: 7-8’nci âyetlerden, dengenin, tüm evrene hâkim olan bir İlâhî yasa olduğu, bunun bozulmamasına dikkat edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Yüce Allah, yerde ve gökte denge kurmuştur. Gök cisimleri, bir ölçü ve denge ile bu uyum içinde durmaktadır. Denge, bütün kâinât düzenine egemen bir yasadır. İnsanların da bu yasayı bozmamaları, kendi aralarındaki işlemlerde, ölçü ve tartılarında dengeye dikkat etmeleri gerekir. İşlemlerde haksızlık etmek, alışverişte aldatmak, eksik ölçüp tartmak dengeyi bozmaktır. Denge bozulunca ilişkiler bozulur, adâletin yerini zulüm alır. Yüce Allah, kâinâta koyduğu genel denge yasasına karşı gelerek dengeyi bozan insanları iflâh etmez. Hâsılı yapılan iyilik ve kötülük zayi olmaz. Bunlar ruhta bıraktığı izlerle Allah’ın adâlet divânında hükme bağlanır. Allah’ın adâleti şaşmaz. Mîzânın mahiyetini bilemeyiz. Allah’ın adâletinin, hiç şaşmadan suçluyu, suçsuzu; iyiyi, kötüyü ayırdedeceğine inanmamız kâfîdir. (devamı yarın..)
|