ÇOCUKLARLA AYRILMIŞ OLAN ANNE BABAYLA İNSANİ MÜNASEBETLERİ (5)
Pazar, 10 Kasım 2019 00:00

ÇOCUKLARLA AYRILMIŞ OLAN ANNE BABAYLA İNSANİ MÜNASEBETLERİ (5)

(...dünden devam)

Demek ki mü'minlerin önlerinde koşan ışıkları, dünyadaki ey­lemlerinin ışığı; münâfıkları çevreleyen karanlık da dünyadaki eylem­lerinin karanlığıdır. İnsanın yaptığı ibâdetler, güzel işler ken­disine nur olur; sürekli taşıdığı kötü düşünceler, vazgeçmediği kötü işler de kişinin nurunu söndürüp onu karanlıklar içinde bırakır.

Herkesin nuru ameline göredir. Ameli fazla olanın nuru daha parlak, ameli az olanın nuru daha cılızdır. Beğavî, Katâde'nin şöyle dediğini kaydetmektedir: “Mü'minlerden öylesi var ki nuru Medi­ne'den tâ Aden'i, San‘a'yı ve daha ötesini aydınlatır. Öylesi de var ki nuru yalnız ayaklarının bastığı yeri gösterir.”

Ayrıca âyetlerde eylemlerin İlâhî Mahkeme’de terâzîye ko­nulup tartılacağı belirtilmektedir. Bu konuda da Kur’ân Ansik­lo­pedisi adlı eserimizdeki açıklamayı alıntılamakta yarar vardır:

Kimin tartıları ağır gelirse, O, memnun edici bir hayât için­dedir. Kimin tartıları hafif gelirse, Onun anası (bağrına atılacağı) hâviye(uçu­rum)dur. (Kari‘a: 6-9)

O gün tartı tam doğrudur. (Herkesin yaptığı, tartılır,) Kimin (sevap) tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtulanlardır. Kimin (sevap) tartıları hafif gelirse, işte onlar da âyetlerimize haksızlık etmele­rinden ötürü kendilerini ziyana sokanlardır.(A‘râf: 8-9)

Bu âyetlerde o gün, yani Kıyâmet gününde veznin, yani adâ­let tera­zisinin hak olduğu, mîzanları (tartıları) ağır gelenlerin, iyilik­leri ağır basanların kurtulacağı; tartıları hafif gelenlerin, kötülükleri ağır basanların, Allah’ın âyetlerine karşı haksızlık ettiklerinden do­layı hüsrâna uğrayacakları, uçurumun bağrına atılacakları belirtil­mektedir. Kişinin amelleri, ma‘nevî değeri, Allah’ın adâlet ölçütüyle tartılacaktır.

Râğıb’ın açıklamasına göre Vezn, esasında bir şeyin mikta­rını, değerini bilmektir. Fakat halk dilinde ölçüt ve terâzi ile bir şeyi tartmak anlamında kullanılır. “İşte onlar, Rablerinin âyetlerini ve O'na kavuşmayı inkâr eden, bu yüzden eylemleri boşa çıkan kim­selerdir. (Yaptıkları işler tamamen boşa çıktı­ğından) kıyâmet günü onlar için bir terazi kurmayız (veya onlara hiçbir değer vermeyiz).” (Kehf: 105) âyetinde, Allah’ın âyetlerini ve O’nun huzuruna çık­mayı kabul etmeyenlerin eylemlerinin boşa gideceği, Allah’ın, Kıyâmet gününde onlara bir vezin koymayacağı, yani bir değer vermeyeceği vurgu­lanmaktadır.

Mevâzînüzerinde iki görüş vardır: Birincisine göre mevâzîn, tartı âle­tidir. İnsanların yaptıkları işler, âhirette Allah’ın, eylemleri tartan bu terâzîsinde tartılacaktır. Bir rivayete göre Allah, Kıyâmet günü iki dili, iki kefesi olan bir terâzî koyup, kulların iyi ve kötü eylemlerini onda tartacaktır. İbn Abbâs’tan gelen bir rivayete göre mü’minin iyi eylemleri, en güzel suretler içinde gelip mîzâna ko­nulur, tartılır, kötülüklerine ağır basar. İşte onlar, Kimin (sevap) tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtulanlardır” âyetinde belirtil­miş­lerdir. Bizzat eylemlerin, terâzîde tartılacağını söyleyenler: “Dile kolay, mîzâna ağır, Rah­mân’a sevgili iki kelime vardır: Subhânal­lahi ve bihamdihî subhânallahi’l-azîm’(Buhârî, Eymân: 19, Da­‘avât: 66, Tevhîd: 58; Müslim, Da‘avât: 31) sözünü delîl getir­mişlerdir.

(devamı yarın..)