ÇOCUKLARLA AYRILMIŞ OLAN ANNE BABAYLA İNSANİ MÜNASEBETLERİ (4) PDF 
Cumartesi, 09 Kasım 2019 00:00

ÇOCUKLARLA AYRILMIŞ OLAN ANNE BABAYLA İNSANİ MÜNASEBETLERİ (4)

(...dünden devam)

Hz. Peygamber (sav) de eylemlerin ruh üzerindeki etkisini şöyle anlatıyor: "Kul bir günâh işlediği zaman kalbinde (ruhunda) siyah bir leke oluşur. Eğer tevbe ve istiğfar edip o günâhı atarsa kalbi te­mizlenir. Ve eğer günâhı artırırsa leke de artar, bütün kalbini tutar (ruhunu sarar). İşte Allah'ın, 'İşledikleri fiiller, kalblerinin üzerine pas olmuştur' (Mutaffifîn: 14) âyetinde andığı pas, budur." (Tirmizî, Tefsîr, Sûre: 4, 42, 83; İbn Mâce, Zühd: 49; Müslim, Îmân: 231; Mu­vatta', Kelâm: 18; İbn Hanbel, Müsned: 3/431, 4/207, 5/386, 405)

Peygamber (sav), Allah'a du‘â ederek: “Allah’ım, bizi seçilmiş kullarından, el-ğurru'l-muhaccelûn’dan, kabul edilen hey'etten eyle!" demiş. Kendisinden el-ğurru'l-muhaccelûn’un ne olduğu sorulmuş, 'Abdest uzuvları parlayan kimselerdir' demiş. Kabul edilen hey'et'in ne olduğu sorulmuş. Bunların, 'Bu ümmet içerisinde peygamberleriyle birlikte Allah'ın huzuruna giden hey'et olduğunu' söylemiştir." (İbn Hanbel, Müsned: 3/431, 4/207)

Bu âyet ve hadîsler de gösteriyor ki insanın yaptığı ibâdetler, ruhunda parlak nurlar; günâhlar ise siyah lekeler bırakmaktadır. İşte bu izler âhirette açıkça görünecek ve insan kendi yaptıklarının bütün sonuçlarını görecektir. Ne bir eylemini inkâr etmek mümkündür, ne de onların sonucundan kaçmak.

12- O gün inanan erkekleri ve inanan kadınları, ışıkları ön­lerinde ve sağlarında koşar durumda görürsün. (Kendilerine): "Bu­gün müjdeniz, alt yanlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalaca­ğınız cennetlerdir" (denilir). İşte büyük başarı budur! 13- O gün münâfık erkekler ve münâfık kadınlar mü'minlere derler ki: "Bize bakın da sizin nurunuzdan yararlanalım". Onlara: "Arkanıza dönün de nur arayın!" denilir. Aralarına, iç tarafında rahmet, dışın­da azap bulunan kapılı bir sûr (duvar) çekilir. 14- (Münâfıklar) Onlara seslenirler: "Biz de sizinle beraber değil miydik?" Mü'minler derler ki: "Evet ama, siz kendi canlarınıza kötülük ettiniz, kuşku­landınız, kuruntular sizi aldattı. Allah'ın emri (ölüm) gelinceye kadar (böyle davrandınız). O çok aldatıcı sizi Allah ile aldattı. 15- Bugün artık ne sizden ne de inkâr edenlerden fidye alınmaz, varacağınız yer ateştir. Sizin lâyığınız odur. Ne kötü gidilecek yerdir orası!” (Hadîd: 12-15)

İnananlarla münâfıkların ve inkârcıların durumlarını sergile­yen bu âyetlerde de mü'minlerin ışıklarının, önlerinde, sağlarında ve sol­larında koştuğu, ışıklarının kendilerinin önünde gidip yollarını aydın­lattığı; karanlıklar içinde kalmış olan münâfıkların ve inkâr­cıların ise mü'minlerin ışığından yararlanabilmek için, mü'minlerden kendilerine bakmalarını yalvara­rak rica ettikleri, fakat mü'minlerin, ışığın ancak dünyadan temin edilebileceğini; ışık alabilmek için dünyaya geri dönmelerini söyledikleri anlatılmaktadır.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş