ORDUMUZU ZAFERE ULAŞTIRAN ALLAH’A HAMDOLSUN (2) PDF 
Pazar, 27 Ekim 2019 00:00

ORDUMUZU ZAFERE ULAŞTIRAN ALLAH’A HAMDOLSUN (2)

(...dünden devam)

Ama bu terör hareketleri doğu bölgelerine yatırım yapılması­nı önlüyor. Hem bizzat saldırılarıyla engel oluyorlar hem de yatırım yapacak olan iş adamlarının güvenini sarsarak engel oluyorlar. Çünkü yatırım yapacak olan iş adamı önce asayiş arar, güvenlik ister. Güvenlik olmayan yere yatırım yapmak istemez elbet. O halde bu davranışlar kimin yararına? Bundan en büyük zararı oralarda yaşayan Kürt kardeşler görüyorlar. Öyle ise bu eylemlerin Kürt halkı lehine olduğu söylenebilir mi?

Teröristler, büyük şehirlerde sokakları kana bulamak için kilo­larca patlayıcı maddeleri şuraya buraya sevk etmişlerdi. Bu nasıl iştir, kardeş kardeşi öldürmek için ellerinden gelen her türlü hainliği yapmaktan çekinmiyorlar. Bu hareketlerden bütün millet, Kürt’ü de Türk’ü de zarar görüyor. Kazanan, Türkiye’nin ilerlemesini, gelişmesini istemeyen yüzde dost özde düşman uluslar. Yüz milyarlarca dolar terör yüzünden havaya uçtu, kavgaya gitti. Bu paralarla nice fabrikalar kurulur, iş arayan nice insana iş aş kapısı açılırdı. Eğer bu terör belası olmasaydı şimdi Türkiye, gelişmiş Batı ülkelerinin düzeyine çoktan ulaşmış, hatta belki o düzeyi de geçmişti.

Son birkaç yıldan beri de Güney komşumuz Suriye’nin doğu­sunda, bize sınırdaş bir devlet kurma çabasındadırlar. Bu dev­letin, ikinci bir İsrail olacağı, birkaç gün önce teröristlerin büyük bir sevinç gösterisiyle açtıkları İsrail bayrağından belli olmaktadır. Önce güney sınırımızda kurulması planlanan bu maşa devleti kuracak olanların asıl amacı Doğu ve Güney Doğu Anadolu’yu da sınırlarına katmak, böylece ülkemizi, hatta Irak’ı ve İran’ı parça­lamaktır. Ama Müslüman Türk milleti buna müsaade etmeyecektir.      

İşte kahraman ordumuz, bu hain emellerin önüne sed çek­miştir. Sayın Cumhurbaşkanımız da siyaset ve dirayetiyle ma­sada bir zafer kazanmıştır. Allah Türkün liderliğinde Müslümanlara her cephede zafer nasip eylesin.

Bu münasebetle Bir Asır önce M. Akif’in öğütünü hatırlayalım:

“Hani milliyetin İslâm idi? Kavmiyyet ne?
Sarılıp sımsıkı dursaydın a milliyetine!
Arnavutluk ne demek? Var mı şeriatta yeri?
Küfr olur, başka değil kavmini sürmek ileri.
Arab'ın Türk'e, Laz'ın Çerkez'e yahud Kürd'e,
Acem'in Çinliye rüçhanı mı varmış, nerede?
Müslümanlıkta anasır mı olurmuş? Ne gezer?
Fikrî kavmiyyeti tel'in ediyor Peygamber.
En büyük düşmanıdır rûh-u Nebî tefrikanın, 
Adı batsın onu İslâm'a sokan kaltabanın.
Artık ey millet-i merhûme sabah oldu, uyan!!!
Sana az geldi ezanlar diye ötsün mü bu çan?
Ne Araplık, ne de Türklük kalacak, aç gözünü!
Dinle Peygamber-i Zîşân'ın ilahî sözünü.
……
Görmüyor gittiği yanlış yolu zannım çoğunuz,
Size rehberlik eden haydudu artık kovunuz.
Bunu benden duyunuz, ben ki evet Arnavud'um,
Başka bir şey diyemem, işte perîşan yurdum.”

***

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş