SABIR (2)
Pazartesi, 14 Ekim 2019 00:00

SABIR (2)

(...dünden devam)

وَلاَ يَسْتَخِفَّنَّكَ الَّذِينَ لاَ يُوقِنُونَ: İnanmayanlar seni hafif yapmasınlar”, “وَلاَ تَسْتَعْجِلْ لَهُمْ: O(nankör)ler için acele etme” âyetleri, müşriklerin eziyet ve baskılarından bunalan Peygamber(s.a.v.)i tesellî edip onun gönlüne güven verme yanında, dâvâsının mutlaka üstün geleceği, kendisinin başarıya ulaşacağı anlamını da taşımaktadır. İnsan ne kadar yaşasa, geçen ömür bir an gibi gelir. Hele başına bir felâket gelirse geçen güzel yıllar hiç gibi kalır. Âyetinكَاَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَ مَا يُوعَدُونَ لَمْ يَلْبَثُوآ اِلاَّ سَاعَةً مِنْ نَهَارٍ: Onlar, tehdîdedildikleri azâbı gördükleri gün, sanki gündüzün sadece bir sâ‘ati kadar yaşamış gibi olurlar.” cümlesinde bu gerçek anlatılmaktadır. Arap şâiri şöyle demiş:

“Geçen şey yok gibi olur, Gelecek de her zaman var gibidir!” (Mefâtîhu’l-ğayb: 28/35)

اَلَّذِينَ صَبَرُوا وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ: Onlar ki sabrettiler ve Rab'lerine dayanmaktadırlar. (Nahl: 70/42) âyetinde, dâvâları uğrunda hicret eden ve sabırla güçlüklere göğüs gerenler övülmektedir.

يَآ اَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَعِينُوا بِالصَّبْرِ وَالصَّلــــٰـوةِ اِنَّ اللهَ مَعَ الصَّابِرِينَ (١٥٣) وَلاَ تَقُولُوا لِمَنْ يُقْتَلُ فِي سَبِيلِ اللهِ اَمْوَاتٌ بَلْ اَحْيَآءٌ وَلَكِنْ لاَ تَشْعُرُونَ (١٥٤) وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِنَ الْخَوْفِ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِنَ اْلاَمْوَالِ وَاْلاَنْفُسِ وَالثَّمَرَاتِ وَبَشِّرِ الصَّابِرِينَ (١٥٥) َالَّذِينَ اِذَآ اََصَابَتْهُمْ مُصِيبَةٌ قَالُوآ اِنَّا ِللهِ وَاِنَّآ اِلَيْهِ رَاجِعُونَ (١٥٦) أُولـــٰـئِكَ عَلَيْهِمْ صَلَوَاتٌ مِنْ رَبِّهِمْ وَرَحْمَةٌ وَاُولـ'ئِكَ هُمُ الْمُهْتَدُونَ (١٥٧): 153- Ey inananlar, sabır ve namazla (Allah’tan) yardım isteyin, muhakkak ki Allah, sabredenlerle beraberdir. 154- Allah yolunda öldürülenlere, “ölüler” demeyin; hayır, onlar diridirler, ama siz farkında olmazsınız. 155- Andolsun, sizi korku, açlık, mallar(ınız)dan canlar(ınız)dan ve ürünler(iniz)den eksiltmek gibi şeylerle deneriz; sabredenleri müjdele. 156- Ki onlara bir belâ eriştiği zaman: “Biz Allah içiniz ve biz O’na döneceğiz”, derler. 157- İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır ve doğru yolu bulanlar da onlardır. (Bakara: 92/153-157)

Bakara: 92/153-157. âyetlerde, inananlara, sabır ve namazla yardım istemeleri, yani moral bulup ma‘nen güçlenmeleri; Allah’ın sabredenlerle beraber olduğu; Allah yolunda öldürülenlerin, Allah katında diri oldukları; Allah’ın, kendilerini korku, açlık, mallarından, canlarından ve ürünlerinden eksiltmek gibi şeylerle sınayacağı; bir musîbet karşısında Allah için var olduklarını ve Allah’a döneceklerini söyleyenlerin, Allah’ın rahmetine erecekleri vurgulanmaktadır. Gerçekten felâketler karşısında ibâdet ile Allah’a sığınmak insanın moralini güçlendirir, direncini artırır, moralini düzeltir ve onu bunalımlardan kurtarır.

(devamı yarın..)