CEHENNEM AZABI BEDENSEL Mİ RUHSAL MI? (5) PDF 
Cumartesi, 20 Temmuz 2019 00:00

CEHENNEM AZABI BEDENSEL Mİ RUHSAL MI? (5)

(...dünden devam)

Zaman içinde pek çok düşüncelerin karıştığında kuşku bulun­mayan hadîslerde asıl kasdedilen anlam şudur: Rûh, içinde uzun süre yaşadığı, kemal kazandığı bedenden ayrıldıktan sonra da hem ayrıldığı bedenini görür; hem de bedeninin şeklini latîf cisim olarak koruduğundan, kendisini aynen cesedinin içinde hisseder. Nasıl ki ru’yâda, yaşadığı olayları, rûh olarak yaşayıp gördüğü halde bedenle yaşıyor, görüyor zanneder. Ru’yâda dolaştığı yerleri, bedensiz olarak dolaştığının farkında olmaz.

Rü’yâda rûh, bedenden tam ayrılmaz, fakat kapalı, penceresiz bir kafes gibi rûhun ma’nevî güçlerine, basiret gözüne engel olan bedenin etkisinden nispeten kurtulur. Rûhun görüş açısına gerilen perdeler kalkınca rûh, bedene gizli kalan dünyalara uzanır. Ölüm halinde ise tamamen bedenin etkisinden kurtulan rûh, gezer, dolaşır, içinde yaşadığı bedenin de çevresinde bulunur, hattâ ilk zamanda henüz yeni bedenden kurtulduğu için kendisini hâlâ beden içinde sanır. İşte ölümden hemen sonra vuku bulacak sorguda, rûhun be­dene dönmesi; bedenin yanında bulunması ve aynen beden içinde imiş gibi sevinç veya azâb duyması anlamına gelir. Yoksa rûhun bir daha bedene dönmesi, ona yeniden hayat vermesi fiziksel bedenin kalkıp oturması, başın kabrin tahtalarına değmesi mümkün değildir. Bu, Allah’ın yaratış yasasına ve âyetlerin açık ifadesine aykırıdır. Çünkü Cenabı Hak, Mü’min Sûresi: 74(23)/99’ncu âyetinde rûhun bir daha dünyaya, yani içinden çıktığı fizik bedene dönmeyeceğini bildirmiştir.

Kabir sorusunun ve azâbının bedenden ayrılan rûha olacağını savunan İbn Hazm da şöyle diyor: Sizi topraktan yarattık, yine oraya döndüreceğiz ve bir kez daha ondan çıkaracağız.” (Tâhâ: 45(20)/55) âyetinin açıkladığı üzere her insanın cesedi, toprağa dö­necektir. Ölünün kabrinde dirilmesi, âyetlere aykırıdır. Yüce Allah, azâba uğrayacak olanların şöyle dediklerini anlatıyor:

Rabbimiz, bizi iki kez öldürdün ve iki kez dirilttin” (Mü’min: 60(40)/11), “Allah’ı nasıl inkâr edersiniz ki siz ölüler idiniz, O sizi diriltti; yine öldürecek, yine diriltecek; sonra O’na döndürüle­cek­siniz?” (Bakara: 92(2)/28)

Eğer ölü, kabrinde dirilecek olsaydı, Allah bizi iki kez değil, üç kez öldürmüş ve üç kez diriltmiş olurdu. Bu ise Kur’ân’a ay­kırıdır.

Allah’ın Elçisi (s.a.v.) de Mi‘râc gecesinde en yakın gökte Âdem’i, sağında saâdet ehlinin, solunda şekavet ehlinin rûhları olduğu halde görmüştür. Gökte görülenler, yöneltilen hitâbı duyanlar bedenler değil, rûhlardır. Allah’ın Elçisi(sav)den sorgu sırasında rûhların cesetlerine gireceğine dair sahîh bir hadîs gelmemiştir. Yalnız Minhal ibn Amr yoluyla bir rivayet gelmiştir ki bu zat kuvvetli değildir. Şu‘be ve başkaları onun rivayetini kabul etme­mişlerdir. Sahâbeden, söylediğimizin tersine olan hiçbir sağlam haber de gelmemiştir.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş