HZ. PEYGAMBER’E SALÂT VE SELÂM GETİRMEK
Çarşamba, 19 Haziran 2019 00:00

HZ. PEYGAMBER’E SALÂT VE SELÂM GETİRMEK

1- Salavat getirilmesinin anlamı nedir?

2- Allah resulü Hz. Muhammed, namazında Salli ve Ba­rik dualarını okuyor muydu? İlgili rivayetler sahih midir?

3- Hz. Muhammed'in ruhaniyeti ile sevgi bağı kurmak için tevhîde aykırı olmayan işler nelerdir? Saygılarımla...

Cevap: Salavât, Hz. Peygamber’i saygı ile anmak, ona Allah’tan rahmet ve bereket dilemektir. Aslında Arapça salavât, salât sözcüğünün çoğuludur. Salâtın temel anlamı duâ, rahmet dileme, acıma isteğinde bulunmadır. Hz. Peygamber’in adı anıldığında ona salât getirmek yani ona rahmet temenni etmek İslâmî bir gelenektir. Hattâ, bunun farz olduğunu söyleyenler de vardır. Peygamber’e salavat getirmek, Ahzâb Suresindeki bir âyetin yorumuna dayanmaktadır:

“Allâh' ve melekleri, Peygambere salât etmekte(ou esirgemekte, şerefini yüceltmekte)dir. Ey inananlar, siz de ona salât edin, (onun şânını yüceltmeğe özen gösterin); içten­likle selâm edin (ona esenlik dileyin).”(Ahzâb: 56)

Ahzâb Suresi’nin bundan önceki âyetlerinde mü'min-lere, Pey­gamber(s.a.v.)i rahatsız edecek davranışlardan kaçınmaları emredildikten sonra bu âyette de Peygamber'in, Allah katındaki yüce şânı, değeri anlatılıyor. Allah'ın ve meleklerinin ona salât ettikleri bildiriliyor, mü'minlere de ona salât ve selâm etmeleri emrediliyor.

Allah'ın Peygamber'e salâtı, ona rahmet etmesi, onu melekler yanında övmesi; meleklerin salâtı, ona duâ ve istiğfar etmeleri, onu destekle­mele­ridir. Allah'ın rahmet ettiği, huzurundakilere övdüğü bir zatâ elbette saygı göstermek, onu incitmekten son derece sakınmak ve ona salât ve selâm getirmek (yani Allah'tan rahmet ve esenlik dilemek) gerekir.

Bu âyetin hükmüne göre Allah'ın Elçisine ömürde bir kez olsun salât ve selâm etmek farzdır. Bazı âlimlere göre onun ismi her anıldıkça salât ve selâm getirmek gerekir. Bazılarına göre de onun ismi anıldığı zaman sadece bir kere salât ve selâm getirmek yeterlidir. Her adı anıldıkça salât ve selâm gerekmez. Duâların başında ve sonunda da ona salât ve selâm getirmelidir.

Bu görüşler içinde en uygunu orta görüştür. Yani onun adının anıldığı mecliste sadece bir kere salât ve selâm getirmek gerekir. Her defasında ikide birde salât ve selâm okumak zor da olabilir, meclisin sükûnetini de bozabilir. İfrâta gerek yoktur. Ben ashâbın, ikide birde ona salât getirdiklerini san­mıyorum. Buna göre yazılacak dini kitaplarda da onun adı her geçtikte (s.a.v.) koymak veya bunu açıkça yazmak zorunlu değildir. Her bölümde onun adının geçtiği ilk yerde salât ve selâm işâreti koymak yeterlidir.

2) Sahih Hadis mecmualarında Hz. Peygamber’den çeşitli salavat formları aktarılır ama doğrusunu isterseniz ben Peygamberimizin, namazında kendisine salavat okuduğu kanısında değilim. Ancak ümmetinin ona salavat okuması, onun ruhaniyetiyle iletişim kurma açısından gerekli ve önemlidir, kanaatindeyim.

3) Namazda Peygamber’e salat okumak tevhide aykırı değildir. Çünkü bu, Peygamber’den bir şey dilemek değil, onun için duâ etmektir. Zaten biz yalnız Peygamberimiz için değil, bütün inananlar için de duâ ederiz. Çünkü bu bize âyetlerde öğretilmektedir: Rabbenâğfir lî ve livâlideyye ve lilmü'minîne yevme yeku­mu'l-hisâb: Rabbimiz, hesap gününde beni, ana babamı ve bütün mü'minleri bağışla!" Öyle ise Peygamberle iletişim kurmanın en güzel ve tevhide uygun yolu ona çokça salat-ü selâm okumaktır.