Tuhaf sorular *** Cuma gecesi ve kefaret

Tuhaf sorular

Merhaba Süleyman Bey, başka söz söylemeden direk sorularıma geçiyorum; Allah Arş'ın üstünde midir, yoksa zamandan, zeminden münezzeh midir? Yani Allah'ın bir mekânı var mıdır, yoksa böyle bir şey mümkün değil midir? Kur'an'ı okuyunca sanki iki tarzda da anlatımlar var gibi geliyor insana. Bir yandan Allah'ın, düşündüğümüz gibi bir varlık olmadığı, belki her şeyin özü olduğu da geliyor insanın aklına. Elbette bizim Allah'ı düşünmemiz pek ukalaca bir şey gibi gözükebilir, fakat beni yaratan Allah, bana bir de beyin vermiş. Demek ki düşünmemi istiyor.

Düşünmeden inanarak Cennet'e gidilebileceğine inanmıyorum. Bir yandan da imamların verdiği örnek de çok yabana atılır cinsten değil; radyo bizi anlar mı? Ama Allah Kur'an'da diyor ki; "sizi kendi suretimde yarattım" ve ayrıca iyiyi ve kötüyü bilme ağacından yemedi mi Adem? Tüm melekler Adem'e secde etmedi mi? Biz halife değil miyiz? Biz özel değil miyiz? Neden o müthiş varlıklar bize secde etti ki?
 

Bu arada anladığım kadarı ile melekler Allah'a karşı konuşabiliyor bazen. Yeryüzünde bozgunculuk yapacak bir şey mi yaratacaksın dediklerine göre.
 

Bir başka sorum da Kur'an'daki "Biz" kavramı. Allah neden biz der? Biz dediği, O ve melekler midir? O ve tabiat mıdır? O ve yardımcı bazı varlıklar mıdır? Yoksa düşünmeden inanan insanların dediği gibi koskoca Allah mütevazilik mi gösteriyor? Eğer böyle ise bunun tam tersini de yapıyor. Benden başka ilah yok diyor. Bana kulluk edin diyor. Ben helak ederim, her şey benim emrimle olur, diyor. Böyle diyen Allah, nasıl mütevazilik gösterebilir? Teşekkürler.

Cevap: Bunlar soru değil, kendi düşüncelerinizi empoze etme gibi geliyor bana. Ben yaratılışı bilemem, Allah'ı da sorgulama, haddime değil. Kur'ân'da ne anlatılıyorsa ona inanırız. Ömer Hayyam'ın dediği gibi:


Ezelin sırlarını ne sen bilirsin ne ben
 

Bu muamma harfini (sözünü) ne sen okuyabilirsin ne ben.

Perdenin bu yüzünde senin benim dedikodularımız var

Perde kalkarsa ne sen kalırsın ne ben


Bu sorduğunuz sorulara cevap mahiyetinde o kadar çok yazdım ki. Herkese aynı şeyleri yazmak beni sıkıyor. İsterseniz eski yazılarıma bir göz atabilirsiniz.

 

Cuma gecesi ve kefaret

Hocam, benim iki sorum var:
1-Cuma gecesi, Perşembe'yi Cuma'ya bağlayan gece mi, yoksa Cuma'yı Cumartesi'ye bağlayan gece mi? Ayrıca bu gecenin diğer gecelere bir üstünlüğü var mıdır?

2-Yemin keffareti ödemenin yollarından biri, bir fakiri on gün doyurmak ya da on fakiri bir gün doyurmak diye biliyorum. Sorum şu: Eğer bir fakiri on gün doyurmak şeklinde keffaret ödeyeceksek, bu fakiri on gün süreyle her gün doyurmak şart mıdır? Keffaret bedeli ihtiyaç sahiplerine bir defada ödenebilir mi?

Cevap: İslam geleneğinde Cuma gecesi, Perşembeyi Cumaya bağlayan gecedir. Gün, bir önceki akşam güneşin batmasıyla başlar, ertesi akşama kadar sürer. Kandil geceleri de öyle. Kandil gününden önceki gece kandil gecesi kabul edilir.

Keffaret için her gün ayrı ayrı yemek vermek veya yemek parası vermek gerekmez. Bir fakire on günlük yiyecek temin edecek para veya azık vermek yahut on yoksulu giydirmek yeterlidir.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş