BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN (2)

(...dünden devam)

Enes b Malik demiş ki: “Şayet hizmetçi kız, Allah Resu­lünün elini tutup çarşıya gitse, o kız işini bitirmeden Resulullah geri dön­mezdi.” (Zühd: 24)

Ebu Müslim el-Havlânî demiş ki: “Dünyadan zühd, helâl olanı haram kılmak, ya da malı zayi etmek değildir. Dünyadan zühd, Allah yanında bulunanın, senin yanında bulunandan daha garantili oldu­ğuna inanmak, başına bir musibet geldiğinde o olay dolayısıyla verilecek sevabı düşünerek ferahlık duymaktır.” (Zühd: 25)

“Şayet siz, Allah’a layıkı veçhile tevekkül etseydiniz. O, kuş­ları rızıklandığı gibi sizin de rızkınızı verirdi. Nitekim kuşlar sabahleyin yuvalarından aç çıkar, akşamleyin tok dönerler!” (Müslim, Talâk: b. 5, h. 31, 34)

“Siz kendinizden üstün olana değil, kendinizden aşağı (zayıf) durumda olana bakınız. Bu suretle Allah’ın size olan ni’metini daha iyi takdir edersiniz!” (Zühd: s. 25)

“Zenginlik mal çokluğu ile olmaz, asıl zenginlik gönül toklu­ğudur.” ( Zühd: s 25)

Yarım asra yakın bir zamandır askerimiz terörle çarpışıyor. Askerimiz şehid veriyor, halkımız kayıp veriyor. Allah’tan bu terör belâsını üstümüzden kaldırmasını niyaz ederiz. Ne olursa olsun, kanımızın son damlasına kadar bu vatanı böldürmemek için çarpış­maya mecburuz. Gerektiğinde şehîdler de vereceğiz ama inşallah vatanımızın birlik ve bütünlüğünü koruyacağız. Bu vatan öyle kolay elde edilmedi. Bu cennet vatan için tarihte nice şehidler verdik. Bu vatan onların kanlarıyla sulanıp kutsanmıştır.

Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor

Bir hilâl uğruna ya Rab ne güneşler batıyor!

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda

Şühedâ fışkıracak topağı sıksan şühedâ

M. Akif’in deyişiyle şühedâ’nın yeri Peygamber kucağıdır:

Ey şehîd oğlu şehîd isteme benden makber

Sana âğûşunu (kucağını) açmış duruyor Peygamber!

Bu bayram yazımızı, şehîdin Cennetteki yerine belirten bir ibret kıssasıyla sonlandırmak istiyoruz. Aşağıdaki olay, Hennâd ibn Serî’­nin Zühd Kitabından alınmış bir şehîd kıssasıdır:

Sabit el-Bunânî’nin demiş ki: “Ben Enes b Malik’in ya­nında idim. Enes’in, Ebubekir isimli bir oğlu gazâdan yeni geldi, babasına selam verdikten sonra dedi ki: ‘Sana falan arkadaşı­mızın yaşadığı bir olayı anla­tayım: ‘Bir savaştan dönerken heye­canlanan arkadaşım, ‘Eyvah aileme, eyvah aileme!’ dedi. Biz bir olay olduğunu sandığımız için hayvan­ları­mızdan indik. Kendisine durumunu sorduk. Dedi ki: ‘Ben kendi ken­dime şehid olup yüce Allah beni Cennette iri aynâ (iri gözlü hûrî) ile evlen­dirinceye dek dünyada evlenme­yeceğim’ demiştim. Şehîd olmam uzun sürünce kendi içimden ‘Eğer bu seferden dönersem artık evleneceğim’ dedim.

(devamı yarın..)