EREN BEY 'İN GÖNDERDİĞİ 40 HADİS‏ VE MEALLERİ (2) PDF 
Pazartesi, 27 Mayıs 2019 00:00

EREN BEY 'İN GÖNDERDİĞİ 40 HADİS‏ VE MEALLERİ (2)

(...dünden devam)

11 مَنْرَأَىمِنْكُمْمُنْكَرًافَلْيُغَيِّرْهُبِيَدِهِفَإِنْلَمْيَسْتَطِـعْفَبِلِسَانِهِفَإِنْلَمْيَسْتَطِـعْفَبِقَلْبِهِوَذَلِكَأضْعَفُاْلإِيـمَانِ : Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.  Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.

12عَيْنَانِلاَتَمَسُّهُمَاالنَّارُ: عَيْنٌبَـكَتْمِنْخَشْيَةِاللَّهِوَعَيْنٌبَاتَتْتَحْرُسُفِيسَبِيلِاللَّهِ: İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.  Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 12.

13 لاَضَرَرَوَلاَضِرَارَ Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.  İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta’, Akdıye, 31.

 14 لاَيُؤْمِنُأحَدُكُمْحَتَّىيُحِبَّلأخِيهِمَايُحِبُّلِنَفْسِهِ : Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.  Buḫârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71.

 15 اَلْمُسْلِمُأخُوالْمُسْلِمِلاَيَظْلِمُهُوَلاَيُسْلِمُهُمَنْكَانَفِيحَاجَةِأخِيهِكَانَاللَّهُفِيحَاجَتِهِوَمَنْفَرَّجَعَنْمُسْلِمٍكُرْبَةًفَرَّجَاللَّهُعَنْهُبِهَاكُرْبَةًمِنْكُرَبِيَوْمِالْقِيَامَةِوَمَنْسَتَرَمُسْلِمًاسَتَرَهُاللَّهُيَوْمَالْقِيَامَةِ : Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim Müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter.  Buḫârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.

 16 لاَتَدْخُلُونَالْجَنَّةَحَتَّىتُؤْمِنُواوَلاَتُؤْمِنُواحَتَّىتَحَابُّوا : İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız.  Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56.

 17 اَلْمُسْلِمُمَنْسَلِمَالنَّاسُمِنْلِسَانِهِوَيَدِهِ Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş