CENAZE NAMAZLARINDAKİ BİD'ATLER(3) PDF 
Çarşamba, 15 Mayıs 2019 00:00

CENAZE NAMAZLARINDAKİ BİD'ATLER(3)

(...dünden devam)

CENÂZE NAMAZI

Cenâze namazı farz-ı kifâyedir ve cemâat şart değildir. Namazı kı­lınmadan gömülen kimsenin namazı kabir üzerinde kılınır. Cenâze namazının rüknü: Tekbirler ve kıyâm'dır. Bu namazda rükû', sücûd ve teşehhüd yoktur.

a) Şartları altıdır:

Ölünün Müslüman olması, kendisinin ve konulduğu yerin temiz olması, cemâatin önünde bulunması, vücudunun çoğunun veya başıyla beraber yarısının mevcûd olması, arz üzerine konmuş olması (özürsüz olarak hayvan üzerinde veya insanların elleri üzerinde bulunursa kuvvetli kavle göre namazı câiz olmaz), namaz kılacak kimsenin, özürsüz olarak bir şeye binmiş veya oturmuş olmaması.

b) Cenâze namazının sünnetleri dörttür.

1) İmamın, ölünün göğsü hizasında bulunması,

2) Birinci tekbîrden sonra "subhaneke allahumme.. " okun­ması. Senâ kastıyla Fâtiha okunması da câizdir. Buhârî'nin kaydına göre, İbn Abbâs (r.a.), cenâze namazında Fâtiha okumuş ve “Bunun sünnet olduğunu bilsinler” demiştir. (Buhâri, Cenâiz, bâbu Kırâeti Fâtihati'l-Kitâbi) Tirmizî de bu kaydı sahîh görmüştür (Tirmizî, Cenâiz: 39).

Şâfi‘î'ye göre Fâtiha okumak farzdır. Biz de bu kana­atteyiz. Zira Fedâle ibn Ebî Ümeyye’nin: “Ebubekir ve Ömer’in cenâze namazını kıldıran, Fâtiha okudu” dediği rivâyet edilir (Bu rivâyeti, Buhârî, Târîh’inde kaydetmiştir (Neylu’l-Evtâr: 4/60)).

Hâkim’in çıkarımına göre Abdullah ibn Abbâs, Ebvâ’da kıldırdığı bir cenâze namazında “Tekbîr almış, yüksek sesle Fâtiha okumuş, Peygamber’e salâvât okumuş, sonra ‘اللَّهُمَّ هَذَا عَبْدُكَ وَ ابْنُ عَبْدِكَ وَ ابْنُ أمَتِكَ يَشْهَدُ أَنْ لَا اِلَهَ إِلَّا أَنْتَ وَحْدَكَ لَاشَرِيكَ لَكَ وَ يَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُكَ وَ رَسُولُكَ، أَصْبَحَ فَقِيرًا إلَي رَحْمَتِكَ وَ أَصْبَحْتَ غَنِيًّا عَنْ عَذَابِهِ يخْلي مِنَ الدُّنْيَا وَ أَهْلِهَا. إنْ كَانَ زَاكِيًا فَزَكِّهِ وَ إنْ كَانَ مُخْطِئًا فَاغْفِرْ لَهُ. اللَّهُمَّ لاَ تَحْرِمْنَا أجْرَهُ وَ لاَ تُضِلَّنَا بَعْدَهُ: Allahım, senin kulun ve erkek-kadın kulunun oğlu olan bu insan, senden başka tanrı olmadığına; Muhammed’in de senin kulun ve elçin olduğuna tanıklık etmekteydi. Şimdi dünyâyı ve dünyâ halkını koyup gitmekte olan bu kul, senin rahmetine muhtaçtır; sen ona azâbetmeğe muhtaç değilsin. Allahım, eğer temiz, yüce bir rûh ise onun derecesini yükselt. Hatâlı ise onu bağışla. Allahım, onun sevâbından bizi yoksun bırakma. Onun ardından bizi şaşırtma!’

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş