ESKİLERE NASIL AĞIR HÜKÜMLER YÜKLENDİ?
Çarşamba, 03 Nisan 2019 00:00

ESKİLERE NASIL AĞIR HÜKÜMLER YÜKLENDİ?

(...dünden devam)

3. Bakara 286. âyette: “Allah herkese gücünün üzerinde yük yük­lemez denmekte, devamında da: “ey rabbimiz bizden öncekilere yük­lediğin gibi, bize de ağır yük yükleme” denmekte. Bu çelişkiyi nasıl açıklarsınız? Allah bizden önceki nesle neden daha çok yük yüklemiştir? Cevaplarsanız çok sevinirim. Mukaddes Cuha.

Cevap 3) Âyette çelişki yok, çelişki sizin anlayışınızda. Kur’ân’ı bütünüyle bilmeden yarım yamalak, kırıntı döküntü bilgilerle bilgiçlik taslamak edebe aykırıdır. Allah hiçbir dinde insanlara güç, altından kalkılamayacak emirler vermemiştir. Ama din, asıl kaynağından uzak­laştıkça din uzmanları dini ayrıntıya boğmuşlar, kendi ictihadlarıyla yasaklar koşmuşlar. Tevrat’ı okuduğunuz ve özellikle onun yorumu durumundaki Mişna’yı Talmud’u okuduğunuz zaman Hz. Musa’dan sonra dinin ne kadar ayrıntıya sokulduğu, güçleştirildiği anlaşılır. Bu ağır hükümleri Allah koymadı ama uzmanların koyduğu hükümleri halk gerçek din bildi. Böylece işleri zorlaştı. Toplum olayları sosyal olay­lardır. Sosyal olayların da kuralları vardır. Bu kurallar, temelde Allah’ın yaratmasına dayanır. Ama sosyal olaylar, insanların müdahalesiyle bi­çimlenir. Temelde sosyolojik kurallar da Allah’ın yaratmasına da­yandığından Kur’ân’da bunlar Allah’ın koyduğu yasalar olarak belirtilir. Hasılı Bakara Suresi’nin sonunda, eskilere yüklenen ağır yüklerin bize yüklenmemesi istenmektedir. Eskilere yüklenen ağır yükleri Allah değil, din yorumcuları, uzmanları yüklemiş, böylece toplum tarafından benim­senmek suretiyle o ağır yorumsal hükümler dinleşmişti. İşte âyette, aslî doğallığına, arılığına kavuşturulmuş olan dinin, tekrar zorlaştırılıp yük haline getirilmemesi istenmektedir. Daha doğrusu Kur’ân bize böyle duâ etmemizi öğütlemekle dinin katmalardan korunmasına özen göster­memizi vurgulamaktadır. Çünkü Hz. Muhammed, insanlar tarafından zorlaştırılmış, yasaklara, ayrıntılara büründürülmüş dini ilk vahiy halin­deki sadeliğine kavuşturmak için gönderilmiştir (A’raf: 157. âyete bakınız).

***