ALLAH KENDİ KENDİSİNE Mİ YEMİN EDİYOR? PDF 
Cumartesi, 26 Ocak 2019 00:00

ALLAH KENDİ KENDİSİNE Mİ YEMİN EDİYOR?*

Sayın Hocam, Kur’an'ı ve mealini okumayı çok seven bir insanım ve devamlı da okuyorum. Ancak son zamanlarda bir âyetin meali kafamı çok karıştırdı. "Allah'a andolsun ki senden önceki milletlere de elçi gönderdik;… " (Nahl: 63) Sayın hocam kafama takılan buradaki yeminin biçimi. Allah, Allah'a yemin ediyor. Elmalılı hariç, sizinki de dahil olmak üzere hep aynı. Rica etsem bunun bir açıklamasını yapabilir misiniz? Saygılarımla...

Cevap: Bu duraksama, tereddüt Kur’ân’ın vahiy prosedürünü tam kavrayamamaktan kaynaklanıyor. Konuyu birkaç kez yazmama rağmen tekrar özetliyorum. Kur’ân, mânâ itibariyle Allah’ın kelâmıdır. Allah kelâmı, henüz dil ve kelime kalıplarına dökülmemiş olan soyut mânâdan ibarettir. O düzeyde kelâm (konuşma) kelimeler aracılığı ile değil, düşünce akımı şeklindedir. İşte vahiy meleği O İlâhî mânâları alır, insanların konuşma kalıplarına dökerek insan elçiye (peygambere) vahyeder (üfler). Soyut mânâları söz kalıplarına döken melek olduğu için, anlam bakımından Allah’ın kelâmı olan Kur’ân, kelime kalıpları bakımından meleğin sözüdür. Çünkü İlâhî mânâları söz kalıplarına döken vahiy meleğidir. Bu husus Tekvîr Suresinde gayet açık olarak bildirilmiştir: “O, değerli bir elçinin (Cebrâîl'in) sözüdür.” (Tekvîr: 19)

İşte bu yemin kalıplarını kullanan da bizzat Allah’ın kendisi değil, vahiy meleğidir. Melek Peygamber’e Allah’ın mesajını bildirmekte ve O’nun muradını anlatmaktadır. Yeri geldikçe de Arapça’da dil üslûbu gereği yemin formlarını da kullanmaktadır. Kur’ân’ın birçok âyetini okursanız üçüncü bir şahsın yani vahiy meleğinin Allah’ı anlattığını görürsünüz. İşte örnek: “Allâh odur ki gökleri, görebileceğiniz bir direk olmadan yükseltti, sonra Arş üzerine is­tivâ etti (mülkünün tahtına oturdu), güneşi ve ay'ı irâdesine boyun eğdirdi. Her biri, belli bir süre için akıp gitmektedir. (Yaratma) işi(ni) düzenler, âyet-leri açıklar ki, Rabbinizle karşılaşacağınıza kesin olarak inanasınız. O'dur ki arzı uzattı, orada sabit dağlar ve ırmaklar var etti, orada her meyveden iki çift (erkek-dişi) yarattı. Geceyi gündüzün üzerine örter. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için âyetler vardır.” (Ra’d: 2-3)

 

*yazı arşivden alınmıştır

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş