ÂDETLİ BAYAN HAC VE UMRE'DE... (3) PDF 
Cumartesi, 12 Ocak 2019 00:00

ÂDETLİ BAYAN HAC VE UMRE'DE... (3)

(...dünden devam)

Aşağıdaki rivâyet, Hz. Peygamber’in, normal âdeti özür saydığını kanıtlar:

Âdet halinde bulunan Hz. Âişe, Mescidde bulunan Peygamber’in başını yıkayıp tarardı. Peygamber, âdetli Âişe’ye: “Mescidden bana ḫumre(seccâde)yi getir! demiş.” Âişe, âdetli olduğunu söylemiş. Peygam­ber: “Âdet, senin isteğinle olan bir şey değildir. Sen Mescide git, bana seccâdeyi getir!” demiş (Müslim, Hayd: b. 3, h. 11-13).

Kur'ân-ı Kerîm'in kendisinde ne âdetin süresinden, ne de âdetli iken Kur'ân okunamayacağından, namaz kılınamayacağından, oruç tutulama­yacağından söz edilir. Hayd tıpkı idrar tutamamak gibi bir özürdür. Özürlü kişi ibâdetten mu‘âf tutulmaz, sadece her vakit için abdest alıp ibâdetini yapar.

Kendi içinde olağanüstü çelişkili olan bu kişi rivâyet­leriyle ma‘alesef din bozulmuş, Kur'ân'ın söylemediği şeyler dine sokulmuştur. Kur'ân, âdetli kadının neyi yapamayacağını söylüyor: O da cinsel ilişkidir. Kadına eziyet vereceği için erkeklere, bu durumdaki kadınla ilişkiye girmemeleri emredilmiştir. Maksat kadına eziyet vermemek, bir de o durumda kadına karşı bir soğukluk duygusu oluşma olasılığını uzak­laştırmaktır.

Kur’ân-ı Kerîm’de hayzın, kadının cünüp olacağına ve hayzı kesilen kadının, cünüplükten yıkanır gibi yıkanması gerektiğine dair bir söylem yoktur. Yalnız kan akması, insanlar tarafından pislik kabul edilir. Özellikle akan kan temizlenmezse o bölgede mikrop üremesine neden olur. Bu bakımdan âyette “Temizlendikleri”, yani kan akması durduğu zaman, onlarla cinsel ilişkide bulunulabileceği belirtilmektedir. Elbette akan kan durduktan sonra o bölgenin yıkanması gerekir. Bu, cünüplükten temizlen­me değil, kan bulaşıklarından temizlenmedir. Bunu cünüplük hali olarak görmek hatâdır. Çünkü Kur’ân’da böyle bir söylem ve tanım yoktur.

Âdet ve lohusa halindeki kadının kirliliği inancı, Kur’ân’­dan değil, Tevrât’tan alınmadır. Bundan söz etmediğine göre demek ki Kur’ân, Tevrât’ın bu hükümlerini muhâtaplarından kaldırmış iken gelenek, bunları hadîsleştirerek fıkıh kuralları haline getirmiştir.

Tevrât, lohusa kadını murdar (cünüp) saymaktadır (Levililer: 12/2-5). Yine Tevrât’a göre kendisinden kan gelen (âdetli) kadın, yedi gün murdar olur, ona dokunanlar da murdar (pis) olurlar, hattâ o kadının oturduğu yatak, ya da döşek üzerine bir şey bulaşırsa o şeye dokunan erkek, akşama kadar murdar (pis) olur. Âdetli kadınla yatıp da üstüne bir şey bulaşan erkek de yedi gün murdar (pis) olur (Levililer: 15/19, 23-24).

“Ve eğer bir kadının akıntısı olur ve bedeninde akıntısı kan olursa yedi gün murdarlığında kalacak ve ona her dokunan akşama kadar murdar olacaktır.” (Levililer: 15/19)

“Bir kadın gebe kalır, çocuk doğurursa âdet murdarlığı günlerinde olduğu gibi murdar olacaktır... Fakat çocuk doğurursa iki hafta murdar olacak ve altmış altı gün kendi tathiri kanında kalacaktır.” (Levililer: 12/2, 5)

Bu hükümler Tevrat’a aittir. Fakat Kur’ân âdetli kadının murdar olacağından söz etmez. Ancak âdet halindeki kadınla cinsel ilişkinin, kadına eziyet olacağını, bu yüzden âdetli kadınla cinsel ilişkiden uzak durulmasını emreder (Bakara: 92/222) Tevrât’ın, âdetli kadının pis olacağı hükmü de hadîs şekline getirilmiştir.

***

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş