İBÂDET(2)
Cumartesi, 15 Temmuz 2017 00:00

İBÂDET(2)

(...dünden devam)

 

Bazı müfessirler sabah, akşam, gece sâatlerinde ve secde arkalarında Allah'ın tesbîh edilmesini emdreden bu âyetlerin, beş vakit namaza işâret olduğunu söylemişlerdir. Onlara göre güneş doğmazdan önce yapılacak tesbîh sabah namazı; batmazdan önceki tesbîh akşam namazı veya İbn Abbâs'a göre öğle-ikindi namazları; gecenin bir bölümünde yapılacak tesbîh de akşam ve yatsı namazlarıdır.

Kanâatimize göre burada tesbîh ile kasıt namaz değil, daha geniş anlamıyla Allah'ı anmak, O'nun şânının yüceliğini söylemek, duâ ve zikir ile O'na yönelmektir. Eğer tesbîhten maksat namaz olsaydı, secde arkalarında Allah'ın tesbîh edilmesi emredilmezdi. Çünkü secde namazın rüknüdür. "Secde arkalarında namaz kılın” sözü uygun olmaz. Ama "Secde arkalarında tesbîh edinsözü çok yerindedir. Secde, Allah'a saygı için alnı yere koymaktır. Alnını yere koyan, o anda da Allah'ı tesbîh ederek: "Subhâne rabbiye'l-a‘lâ" demelidir. Bu âyetlerde kasdedilen, gece ve gündüzün belli başlı vakitlerinde Allah'ı tesbîh, zikir ve O'na ilticâdır.

Peygamber (sav): "Zenginler, mallarıyla yüksek derecelere ve ebedî ni‘metlere erdiler. Çünkü onlar da bizim gibi namaz kılıyorlar, bizim gibi oruç tutuyorlar. Ayrıca onlar fazla mallarıyla haccediyorlar, umre yapıyorlar, cihâdediyorlar, sadaka veriyorlar" diyen fakîrlere şöyle cevap veriyor: 'Ben size bir şey söyleyeyim, onu tutarsanız, sizi geçenlere ulaşırsınız, sizden sonrakiler size ulaşamazlar; siz, aralarında bulunduğunuz insanların en hayırlısı olursunuz. Ancak sizin gibi yapanlar size ulaşırlar: Her namazın ardından otuz üç kere tesbîh, hamd ve tekbîr edersiniz."(Buhârî, Ezân: 155)

Burada kâfirlerin sözlerinden bunalan Peygamber'e, Allah'ı tesbîh etmesi emrediliyor. Kur'ân-ı Kerîm'de genellikle müşriklerin, Peygamber'e ve mü'minlere olan zulümlerinden söz eden âyetlerin ardından Allah’ı tesbîh etmek veya namaz kılmak emredilir. Meselâ Hûd Sûresinin 113-114’ncü âyetlerinde: "Sakın zulmedenlere dayanmayın, sonra size âteş dokunur. Sizin Allah'tan başka koruyucularınız yoktur. Sonra (Allah tarafından da) size yardım edilmez. Gündüzün iki ucunda ve gecenin, gündüze yakın sâatlerinde namaz kıl, çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, ibret alanlara öğüttür." buyurulmaktadır.

Aynı konuda daha başka âyetlerde de Peygamber'e, bunalımlı zamanlarında ibâdet ile tesellî bulması emredilmektedir:      

"Eğer Rabbin tarafından söylenmiş bir söz ve belirtilmiş bir süre olmasaydı. (Bunların da hemen helak edilmeleri) gerekli olurdu. Onların dediklerine sabret, güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini överek tesbih et; gece sâatlerinden bir kısmında ve gündüzün uçlarında da tesbih et ki memnun olasın"(Tâhâ: 45/129-130)

(devamı yarın..)