KORUYUCULAR (1) PDF 
Salı, 25 Aralık 2018 05:22

KORUYUCULAR (1)

"O, kullarının üstünde tek hakimdir. Size koruyucular gönderir, nihayet birinize ölüm gelince elçilerimiz onun canını alırlar, onlar (bu hususta) hiç geri kalmazlar." (En‘âm: 55/61)

Allah, kullarının üzerinde kahir(mutlak egemen)dir. Ama onlara acır, onları korur. İnsanın ve tüm canlıların hayatlarını sürdürebilmeleri için Allah birtakım koruyucular görevlendirmiştir. Bunlar, insanları ve diğer canlıları, kendilerine zararlı şeylerden korurlar. Bu koruyucular, Allah'ın görevlendirdiği ruhani melekler ve aynı zamanda her organı koruyan doğal yasalardır. "İnsanın önünden ve arkasından izleyen(melek)ler vardır, onu Allah'ın emrinden korurlar.." (Ra'd: 87/11) âyeti de her insanı izleyen birtakım güçler, onu gece ve gündüz bekleyip kötü olaylardan koruyan melekler bulunduğunu anlatıyor.

Katâde, "Onu Allah'ın emrinden korurlar" cümlesindeki "مِنْ: den” edatının bâ anlamına geldiğini söylemiş ve cümleye: "Onu Allah'ın emriyle korurlar" anlamını vermiştir.

Evet, insanın üstünde maddî ve ma'nevî birçok koruyucu vardır. Eğer bu koruyucular olmasa, insanın yaşaması dahi mümkün olmazdı. İbn Ebî'd-Dünya, Ebu Umâme'den merfu olarak şu hadîsi naklediyor: "Mü'­mine, onu korumak için üçyüz altmış melek görevlendirilmiştir. Onu, başına gelebilecek olaylardan korurlar. Meselâ gözü koruyan yedi melek vardır. Sıcak yaz gününde sinekler bal çanağındaki balı nasıl savunursa onlar da gözü öyle savunurlar." (Kazvînî, Acâibu'l-mahlûkât: 1/94, Hayâtu'l-hayavân kenarında; el-İmânu bi'l-melâikeh, s. 161)

Ebû Umâme: "Hiçbir insan yoktur ki kendisiyle beraber, kendisini savunan bir melek bulunmasın. Melek onu, kendisi için takdir edilen şeye teslim edinceye kadar savunur." demiştir (İbn Kesîr, Tefsîr: 2/505).

Bir hadîste de şöyle buyurulmuştur: "Sizi gece gözetleyen melekler, gündüz gözetleyen melekler vardır. Bunlar sabah namazında ve ikindi namazında buluşurlar. Gece sizinle beraber bulunan melekler Allah'a çıkınca, sizin halinizi gayet iyi bilen Allah, yine de meleklerine: 'Kullarımı ne halde bıraktınız?' diye sorar. 'Yanlarına gittiğimizde namaz kılıyorlardı, yanlarından ayrıldığımızda da yine namaz kılıyorlardı. (Onları hep namazda gördük)' derler." ( Buhârî, Mevâkît: 16, Tevhîd: 23, 33; Müslim, Mesâcid: 210)

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş