İNSANDAN ÜSTÜN VARLIK VAR MI? (1)
Perşembe, 29 Kasım 2018 00:00

İNSANDAN ÜSTÜN VARLIK VAR MI? (1)

Sayın hocam çok teşekkür ederim, ancak kafamı kurcalayan bir sorum daha olacak. Sizin üç ciltlik tefsirinizi de aldım, orada da detay belirtil­memiş. Sorum şudur:

İsra Suresi 70. "Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık."

Burada “Onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık” derken acaba biz insanoğlundan da üstün yaratılmış olan varlıklardan da mı bahsedilmiş olunuyor. Yani buradan bizden de üstün yaratılmış varlıkların olduğunu mu anlamalıyız Teşekkürler..

Cevap: Elbette insanlardan üstün pek çok varlık ardır. Melekler insanlardan üstündür. İnsan ruhu olgunlaşmak üzere şu bedene konmuştur. Güzel ahlak, ibadet ve Allah sevgisiyle insan ruhu olgunlaşır, melekliğe doğru yükselir. Arınmayan ruhlar çeşitli azap aşamalarından geçirilerek olgunlaştırılır. Melekler de kendi aralarında derecelere ayrılır. Dört büyük melek diğer meleklerden üstündür. Bu dört büyük meleğin her biri kendisine verilen görevleri yerine getirir.  Bunların başkanı durumundaki Cebrail, Peygamberlere vahiy taşımakla ve daha birçok işler yapmakla görevlidir. İşte Hz. Peygamber de onun direktifindedir.  Necm Suresinde Peygamber'in, Cebrail’in direktifinde olduğu şöyle belirtilmektedir: 

Rahmân ve Rahîm Allâh'ın adıyla. 1- Aşağı kayan yıldıza andolsun ki: 2- Arkadaşınız sapmadı, azmadı. 3- O hevâ'dan konuşmaz. 4- O(nun okuduğu Kur'ân) kendisine vahyedilen vahiyden başka bir şey değildir. 5- Onu, müthiş kuvvetleri olan biri öğretti; 6- Üstün akıl sâhibi (melek). Doğruldu; 7- Kendisi yüksek ufukta iken. 8- Sonra yaklaştı, (yere doğru) sarktı. 9- (Muhammed ile arasındaki mesafe) İki yay uzunluğu kadar, yahut daha az kaldı. 10- Kuluna, vahyettiğini vahyetti. (Necm: 23(53)/1-10)

Açıklama:

"Arkadaşınız yolunu şaşırmadı, bile bile gerçeğe aykırı bir şey söylemedi" Sahibiniz yani arkadaşınız, Hz. Muhammed(s.a.v.)den kinâyedir. el-Ğavâyeh: bile bile gerçek dışına çıkmaktır. Kaymakta olan yıldıza andolsun ki Muhammed doğru söylemektedir, doğru yoldadır. O kendi keyfine, hevesine göre konuşmuyor. Onun söyledikleri, kendisine vahyediliyor. "O, kendisine vahyedilen bir vahiydir" âyetinde " O" zamiri, Hz. Muhammed'e vahyedilen Kur'ân'a gider. Yani onun söylediği Kur'ân sözleri, kendi sözü değil, kendisine vahyedilen İlâhî sözlerdir.

 Onu, kuvvetleri şiddetli olan öğretti" âyeti de vahyedilen sözlerin, Cebrâîl'in vahiyleri olduğunu kanıtlamaktadır. "Onu öğretti" fi'linin fâilî, şedîdu'l-kuvâ'dır. "O" zamiri de vahyedilen sözdür.

(devamı yarın..)