GENETİK HASTALIKLAR SINAV MI?
Pazar, 25 Kasım 2018 00:00

GENETİK HASTALIKLAR SINAV MI?

Sevgili ağabey bu zamana kadar sorduğum her soruya sabır ile bazen de kızarak cevap verdiniz, teşekkürlerimi borç bilirim, sağlık huzur dilerim. Bir soruya cevap bulamıyorum: bazı hastalıklar var, en kötülerinden birisi kelebek hastalığı ve bir tanıdığım buna doğuştan yakalandı. Deri yağ üretmediği için tüm vücut yara ve sargı bezleri ile yaşıyor. O sargılar çıkarken deri kopuyor, dehşet acılar.

Şimdi tüm araştırmalarım bu hastalıkların sınav için olduğu yönünde. Bence kısır ve aslında cevap veremedikleri konuya kılıf bulma olmuş.

Bilim verileri, mutasyonlar, genetik hasarlar akraba evlilikleri bu tür hastalıklara yol açtığını belirtiyor

Peki ağbi bir bebek neden bu acılar ile sınav yapılır, sonradan kanser olmayı anlıyoruz ama doğuştan gelen ve sınav olmadan ölecek olan bu insanları nasıl açıklıyoruz? Ayrıca Allah ‘sınav yapacağım’ derken neyi anlatmaya çalışıyor gerçek anlamda? Teşekkürler. ...

Cevap: Cenabı Hak evreni koyduğu kanunlara göre yaratmıştır. Genetik tevarüs de O'nun yasalarındandır. Ailede herhangi bir sebeple genetik bir hastalık oluşmuş ise büyük ihtimalle o hastalık geni çocuklara da geçer. Sağlam doğan çocuklar yanında hastalık geni taşıyan, dolayısıyla hastalıklı doğan çocuklar da olur. Burada hata hâşâ Yaratan'da değil, yaratılandadır. Eğer insanlar çevreye dikkat etselerdi, Allah'ın buyrukları istikametinde yaşasalardı o hastalıklar olmayacaktı. Yanlış davranışlar genetik hastalıkların oluşmasını doğurdu. Yakın akraba ile evlenmek de hastalık riskini artırır. Hz. Ömer, yakın akraba ile evlenilmemesini, çünkü çocukların cılız olacağını söylemiştir. Çocuğun cılız olmasıyla akrabada bulunan genetik hastalığın çocuklara geçme ihtimalini dile getirmiştir. Her ne olursa olsun, insanın başına gelen bela, uğradığı sıkıntılar manen kişinin olgunlaşmasına, hatalarının affına sebebolur. Başa gelen hastalık ve sıkıntılar, hataların silinmesine yardım eder. Bu bakımdan belalar ve sıkıntılar bir bakıma insanın zoruna gitse de bir bakıma da insanın lehinedir. Evet, doğuştan gelen hastalıkta o kişinin bir dahli yoktur ama ana babasının, daha önceki atalarının dahli yok mudur? İşte önceki ataların yanlışı, yani Allah'ın yasalarına aykırı davranışları, ileriki nesillerinde ortaya çıkar. Onların hatalarını nesilleri çeker. Ayrıca biz bilemeyiz, insan ruhu, şu bedene girmeden kim bilir ne aşamalardan geçmiştir. Belki şu bedensel hayattan önceki aşamalarında insanın yaptığı hatalar fiziksel bedeninde ortaya çıkmaktadır. İnsan bunu kendine haksızlık sanır ama ruhundaki hata kirlerinin yıkanması için bu durumun kendi lehine olduğunu düşünmez. Hasılı kardeşim her hal-ü kârda Allah'a teslim olmak gerekir. Şimdi biz Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin diliyle gerçek mutluluğa işaret edelim:

 

Hep işleri fâiktir      Birbîrine lâyıktır

Neylerse muvâfıktır Mevlâ görelim neyler

               Neylerse güzel eyler