HAŞR BEDENSEL Mİ RUHSAL MI? (13) PDF 
Cuma, 16 Kasım 2018 00:00

HAŞR BEDENSEL Mİ RUHSAL MI? (13)

(...dünden devam)

Mefâtîhu’l-ğayb’de şöyle deniyor: “Yüce Allah:Nefse ve onu biçimlendirene” (Şems: 26/7) âyetinde olduğu gibi nefsi genel zikrettiği gibi “Muhakkak ki nefis, kötülüğü emredicidir’ (Yûsuf: 53/53) âyetinde olduğu gibi bazen onu’kötülük emredici’ sıfatı ile; Yoo, kınayan nefse and içerim’ (Kıyâmet: 31/2) âyetinde olduğu gibi bazen ‘kınayan’ sıfatıyla ve ‘Ey itmi’nâna eren nefis!’ (Fecr: 10/27) âyetinde olduğu gibi bazen de ‘mutmainne’ sıfatı ile anmıştır. İyi bil ki nefsin, senin ‘Ben’ sözünle işâret ettiğin zâtın ve gerçeğindir. ‘Yaptım, gördüm, işittim, kızdım, düşündüm, anımsadım’ dediğin vakit anlattığın ‘Ben’. İşte senin gerçeğin odur. Fakat bu sözünle kastettiğin ‘ben’ şu beden olamaz. Çünkü:

Vâkı‘a: 46/83-94. âyetlerde önce, can çekiştirmekte olan kimsenin rûhunun yeniden bedenine geri döndürülemeyeceği ve Allah’ın, ona, çevresinde toplanan insanlardan daha yakın olduğu vurgulandıktan sonra, bedenden çıkan canın, üç sınıftan birine mensubolacağı bildirilmektedir:

O can ya mukarreb(Allah’a yakın)lardandır ki bunlar sâbıklardır; ya kitâbı sağ yanından verilen uğurlu insanlardan, ya da kitâbı sol yanından verilen uğursuz insanlardandır. Birinci gruptan ise Vâkı‘a: 46/10-26’ncı âyetlerde durumları belirtilen sâbıklarla birlikte cennet nîmetleri içinde olur:

“10- Ve o sâbıklar, sâbıklar! 11- İşte, onlardır (Allah’a) yaklaştırılanlar, 12- Nîmet cennetlerinde. 13- Çoğu öncekilerden, 14- Birâzı da sonrakilerden (olan bu insanlar), 15- Altın ve cevahirle işlenmiş tahtlar üzerindedirler. 16- Onların üzerinde karşılıklı yaslanırlar. 17- Çevrelerinde, ebedî yaşama erdirilmiş gençler dolaşır; 18- Akıp giden şarap kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle. 19- (Bir şarap ki) Ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir. 20- Beğendikleri meyve(ler), 21- Canlarının çektiği kuş et(ler)i, 22- İri gözlü hûrîler, 23- Saklı inciler gibi; 24- Yaptıklarına karşılık olarak. 25- Orada ne boş bir söz ve ne de günâha sokan bir laf işitirler. 26- Duydukları söz, yalnız ‘Selâm, selâm (barış, esenlik ve huzur)’ dır.”

İkinci gruptan ise Vâkı‘a: 46/27-40’ncı âyetlerde durumları açıklanan, eylem tutanakları kendilerine sağdan verilmiş olanlarla birlikte cennette olur.

Ama –Allah göstermesin– üçüncü gruptan ise o da 46/41 -56’ncı âyetlerde durumları açıklanan, eylem tutanakları kendilerine soldan verilmiş olanlarla birlikte cehennem azâbı içindedir.

İşte çıkan her can, bu üç zümreden birine katılır. Hiç kimse onun sonucunu değiştiremez, onu bedenine geri döndüremez. Artık o, ölümle birlikte kendi irâdesinden çıkıp Allah’ın irâdesine girmektedir. Onun için Allah ona, kendi çevresindeki insanlardan çok daha yakındır ama insanlar O’nu göremezler.

***

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş