"ATATÜRK VE DİN" (3) PDF 
Çarşamba, 26 Eylül 2018 00:00

"ATATÜRK VE DİN" (3)

(...dünden devam)

İsmet Paşa döneminde 1946'da başbakanlık yapmış olan İslâmiyat bilim adamı Şemsettin Günaltay, Atatürk'ün, Hz. Peygam­ber'in askerî dehasına hayranlığını şöyle anlatmış:

İslâm düşmanı olan bir doğubilimci, Hz. Muham­med'i küçük düşüren, iftira ve yalanlarla dolu bir tarih kitabı yazmış, bir Türk aydını da bu kitabı Türk­çe'ye çevirip Atatürk'e takdim etmiş. Bu eseri gözden geçiren Atatürk, Şemseddin Günaltay'ı, Erenköy'deki köşkünden Dolma­bahçe Sara­yına getirtmiş ve "Hocam, şu kitabı gördünüz mü? Bu konuda ne dersiniz?" demiş.

Bir fikri olmadığını belirten Günaltay, kitabı okuyup fikir beyan edebilmesi için süre istemiş. Kitap hakkında bir an önce kesin kanaat sahibi olabilmek için Günaltay'ı tekrar huzuruna getirten Atatürk.

-         Kitabı tetkik ettiniz mi (incelediniz mi), fikriniz nedir? Demiş. Günaltay da:

-         Ele alınacak bir şey değil, bir facia Paşam!

Deyince Atatürk yerinden fırlayıp Başvekil İsmet Paşa'ya:

-         Bu paçavrayı toplatın ve tercümeyi yapan (...) Bey'i de devlet hizmetinde kullanılmamak üzere Hükümet kapısından uzaklaştırın! Demiş. (S. 25-26)

Bedir Zaferi hakkındaki görüşü:

"Hz. Muhammed'in, bir avuç imanlı Müslümanla mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine zengin Kureyş ordusuna karşı Bedir Meydan Muharebesinde kazandığı zafer, fanî insanların kârı değil­dir. Onun peygamberliğinin en kuvvetli delîli işte bu savaştır!" (s. 27, Gürtaş, 24-29)

Atatürk'e, yeryüzünde en hayran olduğu insan kimdir, diye sorulduğunda "Şüphesiz ki Hz. Muhammed'dir" derdi (s. 28, Borak 77).

Cumhuriyet kurulduktan sonra Atatürk, Kur'ân'ın Türkçe'ye çevrilmesi ve anlaşılır bir Türkçe Tefsîrinin yapılması için gayret sarf etmiş, çeviri için Mehmet Akif Ersoy'a, Tefsîr de M. Hamdi Yazır'a sipariş edilmiştir. Neden bunu istemiştir? Kendisi bunun sebebini şöyle belirtiyor:

"Türkler dinlerinin ne olduğunu bilmiyorlar. Bunun için Kur'ân Türkçe olmalıdır." (S. 31, Gürtaş, 39-40; Tetik 13), "Türk, Kur'ân'ın arkasından koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var, bilmiyor, bilmeden tapınıyor. Benim maksadım, arkasından koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın." (S. 31, Ergin, 5/1957)

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş