YUSUF SURESİ 67. ÂYETİN TEFSÎRİ (1) PDF 
Cuma, 07 Eylül 2018 00:00

YUSUF SURESİ 67. ÂYETİN TEFSÎRİ (1)

Sayın Ateş, Öncelikle sonsuz saygılarımı sunarım. Allah size hayırlı ömürler versin, ilminizden bizi eksik bırakmasın.

Sayın Hocam, kader kavramında Allah'ın Sünnetullah çerce­vesinde koyduğu kanunları anlamamız gerektiğini biliyorum. Kişi aklı yoluyla tercih yapar ve amellerinden sadece kendisi sorumludur. Allah amellerimizi determine etmemiştir.

Ancak sormak istediğim bir soru var. Yusuf suresi 67. ayette, Yakup Peygamber'in "Oğullarım bir tek kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Gerçi ben, Allah'ın takdir ettiği bir şeyi sizden sa­vamam. Hüküm yalnız Allah'ındır" sözlerine şahit olmaktayız. Bura­da bir determinasyon yok mu?

Cevabınız bizi aydınlatacaktır. Saygılarımla, ...

Cevap:"Ve dedi ki: 'Oğullarım, (Mısır'a) bir kapıdan girme­yin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ben, Allah'tan gelecek hiçbir şeyi sizden savamam. Hüküm, yalnız Allâh'ındır. (O size ne takdir etmişse muhakkak olacaktır.) Ben O'na tevekkül ettim, tevekkül edenler de O'na tevekkül etsinler!'" (Yusuf: 67)

Hz. Ya'kub'un, oğullarına ayrı ayrı kapılardan girmelerini emretmesi iki şekilde açıklanır:

1.Ya'kub, yakışıklı, genç oğullarının, hep birlikte aynı kapıdan girdikleri takdirde onlara göz değeceğinden korkmuş, onun için ayrı ayrı kapılardan girmelerini istemiştir.

Göz değmesinin bir gerçek yanı olup olmadığı ta tefsirlerde tartışma konusu olmuştur. Mu'tezile, göz değmesini kabul etmez. Ehl-i sünnetin çoğunluğuna göre nazar (göz) değmesi vardır. Bunun bilimsel izahı da mümkündür. Çünkü peygamber (s.a.v.), Hasan ile Hüseyin'i koruması için Allah'a şöyle duâ etmiştir:"أُعِيذُ بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّامَّةِ مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ وَهَامَّةٍ وَمِنْ كُلِّ عَيْنٍ َلامَّة: Her türlü şeytandan, zararlı şeylerden ve kem gözlerden bütün sözleri yüzü hürmetine Allah'a sığınırım.” (Câmi'u'l-beyân: 13/92)

Hz. Peygamber'in, nazar değmesine afsun yapılmasını salık verdiği, "Göz değmesi haktır, eğer kaderi geçecek bir şey olsaydı, göz değmesi kaderi geçerdi" dediği; nazarı değenin abdest almasını, onun abdest suyu ile kendisine nazar değmiş olanın yıkanmasını emrettiği rivayet edilir.

Râzî, nazar değmesi olayını şöyle açıklıyor: İnsan bir şeyi beğendiği zaman ya o şey hoşuna gittiği için kalmasını ister; ya da ondan rahatsız olur, sâhibinin elinden çıkmasını ister. Her iki istek de ruhta ısınma meydana getirir. Ama ruhun ısınma derecesi aynı değildir. İsteğin olumlu veya olumsuzluğuna göre değişir. İşte bu algıların etkisiyle meydana gelen ısınma, gözden, beğenilen cisme doğru bazı parçaların (ışınların) akmasına neden olur. Gözden yansıyan bu parçalar (ışınlar), beğenilen şeyi zehir veya ateş gibi etkiler.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş