İNCİL VE TEVRAT İLE İLGİLİ SORULAR (1) |
Salı, 28 Ağustos 2018 00:00 | |||
İNCİL VE TEVRAT İLE İLGİLİ SORULAR (1)
Hocam İncil ve Tevrat ile ilgili bazı sorularıma cevap arıyorum. 1-Tahrîf kelimesi; insan sözü katılmadan ayetlerin yerlerini değiştirdiler anlamında mı kullanılmaktadır. Yoksa insan sözü katılarak bazı ayetlerin kendisini değiştirdiler anlamında mı kullanılmaktadır? 2-Kuran geldikten sonra İncil ve Tevrat'ın hükmü kalkmış mıdır? 3-Temin edip okuyacağımız bir İncil veya Tevrat, aslına uygun ilk İncil ve Tevrat gibi midir? Hocam saygılar sunar ellerinizden öperim. Sağlık ve afiyet dilerim... Cevap: Nisa Suresi 46'ncı âyette kimi Yahudilerin, kelimeleri yerlerinden tahrîf ettikleri, dillerini eğip bükerek "İşittik ve isyân ettik", "dinle, dinlemez olası" ve: "râ'inâ" dedikleri anlatılıyor. Tahrîf: lügatte kaydırmak, gidermek, bozmak anlamlarına gelir. Kelimeleri yerlerinden tahrîf, onları cümledeki yerlerinden kaydırarak veya söyleniş tarzını, vurgularını bozarak başka anlam verecek biçime sokmak demektir. Mâide Sûresinin 41’nci âyetinde: "Yahudiler arasında da yalana kulak verenler, sana gelmemiş olan bir kavme kulak verenler vardır. Onlar kelimeleri yerlerinden tahrîf eder (kaydırır)lar: 'Eğer size bu verilirse alın, bu verilmezse sakının' derler...” buyurulmaktadır. Âli İmrân Sûresinin 78’nci âyetinde de: "Onlardan bir grup var ki, Kitâb'dan olmayan bir şeyi Kitâbdan sanasınız diye dillerini Kitâb'la eğip büker (kendi sözlerini, Kitâbın sözlerine benzeterek söyler)ler.” denilmektedir. Hepsi birbirini izâh eden bu âyetler, Yahudilerden bazılarının, Peygamber'e ve Müslümanlara karşı olumsuz tutumlarını anlatmaktadır. Onlar Müslümanları kandırmak için bazı sözleri kendi Kitâblarının âyetlerine benzeterek söyledikleri gibi Müslümanların kullandıkları sözleri de kurnazca başka anlamlara gelecek biçimde tahrîf ederek, yani kaydırarak, yuvarlayarak söylemişlerdir. İşte Yahudilerin, kelimeleri yerlerinden tahrîf etmeleri de, Peygamber (s.a.v.) ile ve Müslümanlarla konuşurken bazı sözleri, böyle kalpazanlıklarla hakaret anlamında kullanmalarıdır. Âyetlerde kasdedilen tahrîf budur. Bu tahrîfin, kendi Kitâblarıyle bir ilgisi yoktur. Fakat Râzî, âyette sözü edilen tahrîfi, kendi Kitâblarını tahrîf şeklinde anlayarak onların, Kitâblarında üç türlü tahrîf yaptıklarından söz eder: 1) Yahudîler, Kitâblarındaki bir kelimeyi başka kelimelerle değiştirirlerdi. Tevrât'ta reb'a (orta boylu) kelimesini değiştirip, yerine uzun boylu adam sözünü koymuşlar, recm hükmünü de had ile değiştirmişlerdir. (Râzî'nin, Tevrât'taki recmi değiştirdikleri hakkındaki bu görüşü doğru değildir. Çünkü bugünkü Tevrât'ta recm âyetleri aynen vardır. Değiştirmiş olsalardı, bunların Tevrât'tan kaldırılmış olması gerekirdi. Hüküm Tevrât'ta vardır ama, yanlış yorumlarla bu hükmü yozlaştırmış, uygulamamışlardır. Demek ki tahrîf, Kitâbın kendisinde değil, anlamında, yorumunda yapılmıştır. (devamı yarın..)
|