KURAN'DA TEKRARLARIN HÄ°KMETÄ° (17) |
Çarşamba, 18 Temmuz 2018 00:00 | |||
KURAN'DA TEKRARLARIN HÄ°KMETÄ° (17)(...dünden devam) Peygamber(s.a.v.)in, kendisinden barış veya güvence isteyen düşman savaşçılarını reddettiÄŸine dair hiçbir haber gelmediÄŸi gibi, onun, kendisiyle barış yapmış, yahut müttefik, ya da tarafsız kimselerle savaÅŸtığına dair de hiçbir haber gelmemiÅŸtir. Peygamber(s.a.v.)in, gazve ve seriyyelerini inceleyenler, göreceklerdir ki o, durup dururken hiçbir kavÂme asker göndermemiÅŸ, savaÅŸ açmamıştır. Düzenledikleri savaÅŸlar da ya bir düşmanlığı savmak, yahut düşmandan öc almak, haksızlık edenleri cezalandırmak, yola getirmek, heder olan bir Müslüman kanının öcünü almak, yahut Ä°slâm çaÄŸrı özgürlüğünü garanti altına almak, yahut antlaÅŸmayı bozanlara, düşmana yardım edenlere ders vermek amacıyla yapılmıştır. Bunların hepsi Kur'ân'ın çizdiÄŸi genel prensip sınırları içindedir. Peygamber'in, Kitâp ehliyle olan savaÅŸları da Kur'ân'ın bu prensibi içinde kalmıştır. Medine ve Hayber'deki yahudi kabilelerini kuÅŸatması, onların Müslümanlara karşı entrika ve tuzakları sonucu olmuÅŸtur. Mu'te ve Tebuk seferleri, Åžam yolu üzerinde bulunan hırıstiyan kabilelerin, Peygamber'in elçilerine ve yoldan geçen Müslüman kafilelerine saldırmalarına cevâb olarak düzenlenmiÅŸtir. Tevbe Sûresinin: "Kendilerine Kitâp verilenlerden Allah'a ve âhiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Elçisinin haram kıldığını haram saymayan ve hak dinini din edinmeyen kimselerle, boyun eÄŸerek elleriyle cizye verecekleri zamana kadar savaşın" meâlindeki 29 ncu âyeti, buna işâret etmiÅŸ ve savaÅŸmayı, yalnız hak dine baÄŸlı kalmayan, Allah ve Elçisinin haram kıldıklarını haram kılmayan Kitâb ehliyle sınırlamıştır. Yalnız öylelerine karşı savaşılmasını emretmiÅŸtir. Yalnız ÅŸunu da vurgulamak gerekir ki Kur'ân, hak din ile yalnız Hz. Muhammed'e gelen dini deÄŸil, bütün peygamberlerle gönderilen dini kasdetmektedir ki zâten Ä°lâhî dinlerin esası birdir. Zinâ, edepsizlik, kumar, içki, domuz eti, riba gibi temel yasaklar Ä°slâmdan önceki kitaplarda da vardır, Allah'a ibadet, ebeveyne iyilik, büyüklere saygı, fukaraya yardım, baÅŸkalarına iyilik gibi güzel emirler o Kitâplarda da mevcuttur. O halde o eski Ä°lâhî dinlerin özüne baÄŸlı kalanlar, Hz. Muhammed'in getirdiklerini de kabul etmiÅŸ demektir. Çünkü Hz. Muhammed'in getirdikleri de zaten bunlardır. Artık onlarla savaşılmaz. Ama o dinlerin ruhundan ayrılmış, âhirete inanmayan, dünÂyaperest insanlarla, bunlar Müslümanlara saldırdıkları veya Ä°slâm için bir tehlike oluÅŸturdukları takdirde savaşılır. (devamı yarın..)
|