KURAN'DA TEKRARLARIN HİKMETİ (12) PDF 
Cuma, 13 Temmuz 2018 00:00

KURAN'DA TEKRARLARIN HİKMETİ (12)

(...dünden devam)

"Seninle tartışmaya girişirlerse de ki: 'Ben de kendimi Allah'a teslîm ettim; bana uyanlar da.' Kendilerine Kitâp verilenlere ve ümmîlere de ki: 'Siz de Allah'a teslîm oldunuz mu?' Eğer İslâm (Allah'a teslîm) olurlarsa doğru yolu bulmuşlardır. Yok eğer dönerlerse sana düşen, yalnız duyurmaktır. Allah kullarını görmektedir" (Âl-i İmrân Sûresi: 64).

"Ancak aranızda antlaşma bulunan bir topluma sığınanlar yahut ne sizinle, ne de kendi toplumlarıyle savaşmaktan yürekleri sıkılarak size gelenleri, öldüremezsiniz. Allah dileseydi onları sizin üzerinize musallat ederdi, sizinle savaşırlardı. Öyleyse onlar sizden uzak dururlar, sizinle savaşmazlar ve sizinle barış içinde yaşamak isterlerse Allah size, onlara saldırmak için bir yol vermemiştir" (Tûr Sûresi: 90)

"Allah sizi din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adâletli davranmaktan menetmez. Çünkü Allah, adâlet yapanları sever"(Mümtehine Sûresi: 8).

Muhammed 'İzzet Derveze şöyle diyor: "Yüce Allah: "Sizinle savaşanlarla Allah için savaşın, fakat saldırmayın, çünkü Allah saldırganları sevmez" (Bakara Sûresi: 190) âyetinde Müslümanlara, yalnız kendileriyle savaşanlara karşı savaşmalarını, fakat saldırmamalarını, Allah'ın saldırganları sevmediğini buyurmaktadır. Müfessirlerin çoğuna göre bu âyet, Tevbe Sûresinin, Müslüman olup namaz ve zekât farzlarını yerine getirmelerine kadar müşriklerle savaşmayı emreden aşağıdaki âyetleriyle neshedilmiştir: "Allah ve Elçisinden, antlaşma yaptığınız müşriklere ihtârdır. Dört ay daha yeryüzünde dolaşın, bilin ki siz Allah'ı âciz bırakamazsınız ve Allah kâfirleri rezil edecektir! En büyük Hac günü, Allah ve Elçisinden insanlara duyurudur: Allah ve Elçisi müşriklerden uzaktır. Eğer tevbe ederseniz, bu sizin için daha iyidir ve eğer dönerseniz bilin ki Allah'ı âciz bırakacak değilsiniz! (Ey Muhammed), Kâfirlere acı bir azâbı müjdele. Ancak antlaşma yaptığınız müşriklerden hiçbir şeyi size eksik bırakmayan ve size karşı hiç kimseye arka çıkmayanların antlaşmalarını, kendilerine tanıdığınız süreye kadar tamamlayın. Çünkü Allah, korunanları sever. Haram ayları çıkınca, Allah'a ortak koşanları nerede bulursanız öldürün; onları yakalayın, hapsedin ve her gözetleme yerinde oturup onları bekleyin. Eğer tevbe ederler, namazı kılarlar, zekâtı verirlerse yollarını serbest bırakın. Çünkü Allah bağışlayan, esirgeyendir"(Tevbe Sûresi: 1-5).

Kezâ kılıç âyeti denilen: "Müşrikler sizinle topyekün savaştıkları gibi siz de onlarla topyekün savaşı) Tevbe Sûresi: 36) âyeti de onlara göre Bakara Sûresinin 190 ncı âyetini neshetmektedir. Bazı müfessirler de: "Fitne kalmayıncaya ve din, Allah'ın dini oluncaya kadar onlarla savaşın. Onlar (düşmanlığa, saldırıya) son verirlerse, artık zâlimlerden başkasına düşmanlık olmaz" (Bakara Sûresi: 193) âyetindeki "fitne"yi şirk olarak tefsîr etmiş, "Müşrik kalmayıncaya, Allah'ın dini olan İslâm hâkim olun­caya dek müşriklerle savaşmanın farz olduğunu" söylemişlerdir.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş