KURAN'DA TEKRARLARIN HİKMETİ (11) PDF 
Perşembe, 12 Temmuz 2018 00:00

KURAN'DA TEKRARLARIN HİKMETİ (11)

(...dünden devam)

Esasen bu nesih konusuna merak saran bazı kişiler, bu kılıç âyetiyle Kur'ân'ın birçok âyetini neshetmeğe çalışmışlardır. Oysa orada bir nesih söz konusu değildir. Evvelâ bu âyet bir haberdir, emir değil. Nesih emir ve ahkâmda olur, haberlerde olmaz. "Sizin dininiz yani ibadetiniz, ameliniz size, benim ibadet ve amelim banadır" sözünün neshedilecek yanı yoktur. Zira herkesin kendi amelinden sorumlu olduğu, Kur'ân'ın muhkem kaziy­yesi(kesin prensibi)dir. "Benim amelim bana, sizin ameliniz de size âittir" (Yûnus Sûresi: 41) meâlindeki âyet de aynı mânâyı anlatmaktadır. Sonra savaşı emreden âyetler, müşrikleri zorla dine sokmayı değil, onların saldırılarına karşı koymayı, böylece onların şerlerini savmayı, İslâmın özgürlük içinde yayılmasını önleyen engelleri ortadan kaldırmayı emrediyor. "كَمَا يُقَاتِلُونَكُمْ كَآفَّةً: Onlar sizinle topyekün savaştıkları gibi, siz de onlarla savaşın" deniyor. Demek ki emredilen savaş, durup dururken şuna buna saldırmak değil, Müslümanlara saldıran insanlara karşı koymaktır. Yoksa durup dururken insanlara saldırmak caiz değildir. "Çünkü Allah saldırganları sevmez" (Bakara Sûresi: 190, Mâ'ide Sûresi: 87). Din, vicdân ve kanâat işidir, zorla olmaz. insan bir dini zorla kabul etmiş görünse de gönülden inanmadıkça mü'min sayılmaz. Kur'ân-ı Kerîm'de vicdan özgürlüğünü bildiren âyetlerden örnekler verelim:

''Eğer onlar seni yalanladılarsa de ki: 'Benim yaptığım bana, sizin yaptığınız sizedir. Siz benim yaptığım(ibadet)den uzaksınız, ben de sizin yaptığınız(ibadet)den uzağım'." (Yûnus Sûresi: 41).

"De ki: 'Ey insanlar, işte size Rabbinizden gerçek geldi. Artık yola gelen, kendisi için gelir; sapan da kendi zararına sapar. Ben sizin üzerinize vekil değilim'." (Yûnus Sûresi: 108 ).

"De ki: 'Hak Rabbinizdendir. Artık dileyen inansın, dileyen inkâr etsin'." (Kehf Sûresi: 29).

"De ki: 'Size göklerden ve yerden kim rızık veriyor?', De ki: Allah. O halde ya biz veya siz doğru yol üzerinde veya açık bir sapıklık içindeyiz'. De ki: 'Bizim işlediğimiz suçtan siz sorulacak değilsiniz; biz de sizin işlediğinizden sorulacak değiliz'."(Sebe' Sûresi: 24-25).

"De ki: 'Ey Kitâb ehli, bizim ve sizin aranızda eşit olan bir kelimeye gelin: Yalnız Allah'a tapalım; O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım; birimiz diğerini Allah'tan başka tanrı edinmesin.' Eğer yüz çevirirlerse: 'Şâhid olun, biz Müslümanlarız!' deyin" (Bakara Sûresi: 256).

"Dinde zorlama yoktur. Doğruluk sapıklıktan seçilip belli olmuştur. Kim tâğût'u inkâr edip Allah'a inanırsa, muhakhak ki o, kopmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah işitendir, bilendir" (Âl-i İmrân Sûresi: 20).

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş