SOKRATES'TEN BİR DİYALOG (6)
Salı, 17 Nisan 2018 00:00

SOKRATES'TEN BİR DİYALOG (6)

(...dünden devam)

Hayatlarını dindarlıkla ve iyilik yaparak geçirmiş olanlar ise bu dünya hapishanesinden kurtulurlar ve yukarıda anlatılan saf ve temiz evlerine giderler ve gerçek dünyada ikamet ederler.

Bunlar içinde kendilerini felsefeyle arındırmış olanlar, bedensiz olarak hep beraber, tarifi mümkün olmayan ve anlatmaya zamanımızın yetmeyeceği güzellikteki büyük köşklerde yaşarlar.

[Kur’ân da günahlardan korunmuş olan ruhların, cennet saraylarına gideceklerini vurgular: İşte onlar, sabretmelerine karşılık saray­larda ödüllendirilecekler ve orada bir sağlık dileği ve selâm ile karşılanacaklardır. Orada ebedî kalacaklardır. Ne güzel ka­rargâh ve ne güzel ma­kamdır orası!" (Furkan: 75-76), “İnanıp iyi işler yapanları, cennette, altlarından ırmaklar akan yüksek odalara yerleştiririz. Orada ebedî kalırlar. Çalışanların ücreti ne güzeldir!” (Ankebut: 58)

“Rablerinden korkanlar için üstüste yapılmış odalar var (Kâfirlerin her yandan kendilerini saran, üst üste binmiş ateşten gölgeleri yerine, mü’minlerin üst üste binmiş odaları var.). Odaların altından da ırmaklar akmaktadır. Bu, Allâh'ın va'didir. Allâh va'dinden caymaz.” (Zümer: 20) S.A.]

Bir kimse yaşam boyunca bedenin arzu ve isteklerinden kendisine yabancı olan, iyiliğine değil kötülüğüne sebebolacak isteklerden uzaklaşmış olarak bilginin verdiği hazları tercih ettiyse ve ruhuna yabancı olmayıp uygun, yararlı olan süslerle meselâ ölçülülük, adalet, cesaret, asillik ve hakikat ile süslediyse o kimse ruhu hakkında müs­terih olsun. Çünkü o artık öteki dünya yolculuğuna hazırdır. Ben zaten gidiyorum. Kaderin sesi beni çağırıyor. Az sonra zehri içmem gerekiyor, sanırım yıkanma işini bundan önce yapmam daha iyidir, böylece kadınları, öldükten sonra benim cesedimi yıkama zahmetinden kurtarmış olurum. (s. 184)

Eflatun, Sokrates’in Savunması, Şule Yayınları, Eylül 2007  

***