KADINA ŞİDDET (2) PDF 
Pazar, 11 Mart 2018 00:00

KADINA ŞİDDET (2)

(...dünden devam)

Hz. Peygamber (s.a.v.) Vedâ Hutbesi’nde şöyle buyurmuştur: “Kadınlar hakkında Allah’tan korkunuz. Çünkü siz onları Allah’ın emâneti diye aldınız. Allah’ın sözü uyarınca ırzlarını kendinize helâl kıldınız. Onların, sizin yataklarınıza sevmediğiniz bir adamı almamaları ve iffetlerini korumaları, sizin onlar üzerindeki haklarınızdandır[1]. Eğer böyle bir şey yaparlarsa hafifçe onları dövünüz. Sizin de onların geçimlerini ve giyimlerini sağlamanız, onların sizin üzerinizdeki haklarındandır.”[2]

Dövmek, elbette sert bir metoddur. Fakat bazen buna mecbur kalınabilir. Âyet, insan doğasına uygun çeşitli yolları göstermiştir. Kadını eğitmek, yola getirmek için önce yumuşak metodlar kullanılır. Genellikle insanlar iyilikten, yumuşaklıktan hoşlanırlar. Ama iyilikten anlamayan, âdetâ dayağı bir ihtiyaç gibi hisseden kadınlar da vardır. İşte az da olsa öylelerini yola getirmek için son çare olarak dayağa başvurmak gerekebilir:

“Nush ile yola gelmeyenî etmeli tekdîr;

Tekdîr ile uslanmayanın hakkı kötekdir!”

Ancak karısını dövmek zorunda kalan kimse, İslâm’ın çizdiği sınır dışına çıkmamalı, nefsinin kızgınlığına kapılıp bütün gücüyle zavallının neresine isabet ederse etsin, hiç aldırmadan vurmamalı, kendisini rahatlatmak için değil, sadece eğitmek, uslandırmak için hareket etmeli, nefsini tatmin için alabildiğine vurmaktan kaçın­malıdır.

Allah’ın kullarına acımak lâzımdır. Kadın insanın kölesi değil, hayat arkadaşı, en candan dostudur. Onu bir oyuncak gibi kullanmak, canı sıkılınca nefsini tatmin, öfkesini gidermek için ikide birde ona dayak atmak, sonra onu sevmeğe kalkmak İslâm’ın sevgi, şefkat anlayışına aykırıdır. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Daha ne zamana dek, biriniz karısını, câriyeyi döver gibi dövecek, günün sonunda da onunla birleşip yatacaktır?”[3]



[1]. Nevevî’nin açıklamasına göre: "Sizin yataklarınıza sevmediğiniz bir adamı almamaları”, sözü ile zinâ etmeleri kasdedilmemiştir. Çünkü zinâ etmeleri, sopa cezasını gerektirir. Bundan maksat, kadınların, kuşku uyandıracak biçimde bir erkekle yalnız kalmamalarıdır.

   Biz bu izaha katılmıyoruz. Zinâ’ya sopa cezasının verilebilmesi için eylemin dört tanıkla tesbiti gerekir ki bu da çok zordur. Bu hadîs eğer gerçekten Peygamber’in sözü ise, adamın, zinâ halinde yakaladığı karısını ancak sakatlamadan, hafifçe dövebileceğini ifade eder. Bu da İslâm’da kadına gösterilen şefkat ve mahabbetin derecesini gösterir. Çünkü zinâ eden kadının dahi ancak hafifçe dövülebileceği söylenmektedir. Oysa bugünkü dünya toplumlarında dahi karısını zinâ halinde yakalayan erkek, dövmek şöyle dursun, ikisini de öldürecek kadar öfkeye kapılır. Ama İslâm, bu durumda dahi kocaya karısını öldürmek şöyle dursun, onda iz bırakacak ağır dövmeye dahi izin vermemiştir.

[2]. Müslim, Hac: b. 19, h. 147; Tehzîbu Sîreti İbn Hişâm: 2/139; Câmi‘u’l-beân: 4/311

[3]. Müslim, Cennet: b. 13, h. 49; Buhârî, Nikâh: 93; İbn Mâce, Nikâh: 51; İbn Hanbel, Müsned: 4/17; Dârimî, Nikâh: 34

 

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş